Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

EŞİTSİZLİĞİN DERİNLEŞTİĞİ BİR DÜNYADA ADALET ÇAĞRISI

Dünya Ekonomik Forumu’nun toplandığı

Dünya Ekonomik Forumu’nun toplandığı bu günlerde Oxfam Konfederasyonu’nun “Eşitsizlik A.Ş.” (Inequality Inc.) raporu, küresel ekonomideki çalkantılı dönemde yaşanan çarpıcı eşitsizlikleri ortaya koyarak yayımlandı. Rapora göre, dünyanın en zengin 5 kişinin serveti iki katına çıkarken, 5 milyar insan ise daha da yoksullaştı.

Rapor, eşitsizliğin insan haklarına, demokrasiye, çevreye, barışa ve refaha zarar verdiğini, milyonlarca insanın yoksulluk, açlık, hastalık ve şiddetle mücadele ettiğini, buna karşılık milyarderlerin servetlerinin pandemi sırasında bile arttığını belirtiyor.

Zenginlik Artarken Yoksulluk Derinleşiyor

En zengin 5 erkeğin servetinin 2020’den bu yana yüzde 114 arttığına dikkat çekilen raporda, milyarderlerin servetlerinin enflasyon oranından üç kat daha hızlı arttığını vurguluyor, aynı dönemde neredeyse beş milyar insanın ise yoksullaştığını belirtiyor. Raporda, Küresel Kuzey’deki zengin ülkelerin, küresel servetin yüzde 69’una sahip olduğu, ancak nüfusun sadece yüzde 21’ini temsil ettiği belirtiliyor. Ayrıca Milyarderlerin servetlerinin enflasyon oranından üç kat daha hızlı arttığını, 791 milyon işçinin maaşlarının enflasyona yenik düştüğünü ve işçilerin son iki yılda 1,5 trilyon dolar kaybettiğini gösteriyor.

Rapor, Türkiye’de de eşitsizliğin yüksek olduğunu ve milyonerlerden alınacak bir servet vergisi geliri ile birçok sosyal hizmetin finanse edilebileceğini öne sürüyor. Rapor, Türkiye’de servet vergisi uygulayan tek ülke olan Varlık Vergisi’nin 1942 yılında kaldırıldığını ve o zamandan beri böyle bir verginin olmadığını hatırlattı. Oysa ki, Türkiye’de servet vergisi uygulanması halinde, eğitim, sağlık, tarım, kadın hakları, engelliler ve meslek eğitimi gibi alanlarda yatırım yapılmasının mümkün olacağını hesaplanıyor.

İş Dünyasının Elitleri ve Şirket Gücü

Davos’taki toplantılarda bulunan iş dünyası elitlerinin çoğunluğunun, dünya ekonomisinin önemli bir kısmını kontrol eden 10 dev şirketin CEO’su veya ana hissedarı olduğuna dikkat çekiliyor. Bu şirketlerin toplam değeri 10,2 trilyon doları aşıyor, ki bu rakam Afrika ve Latin Amerika’nın toplam GSYİH’sından daha fazla.

Bugün en tepedeki yüzde 1, tüm küresel finansal varlıkların yüzde 43’üne sahip durumda. Orta Doğu’daki finansal zenginliğin yüzde 48’i, Asya’dakinin yüzde 50’si ve Avrupa’dakinin yüzde 47’sı onların elinde.

Türkiye’de ise en zengin 16 milyarderin serveti halkın en alt %50’lik kesiminin servetinden fazla. Halbuki dolar milyoneri ve milyarderlerine uygulanacak bir servet vergisi ile her yıl 12,5 milyar dolar gelir yaratılabilir. Bu gelirle sağlık bütçesi %47, eğitim bütçesi %54 ve sosyal harcamalar bütçesi %139 artırılabilir.

Yoksulluğun Sona Ermesi İki Yüzyıl Sonra

Sıradan insanlar genellikle güvencesiz ve riskli işlerde çok düşük maaşlar karşılığında daha fazla ve daha uzun saatler çalışmaya devam ediyorlar. Yaklaşık 800 milyon işçinin ücretleri enflasyona yenik düştü ve işçiler son iki yılda 1,5 trilyon dolar kaybettiler. Sağlık sektöründe ve sosyal hizmetler sektöründe çalışan bir kadının en büyük 100 Fortune şirketindeki ortalama CEO’nun bir yılda kazandığı parayı kazanması için en az 1.200 yıl çalışması gerekiyor. Yoksulluk ise iki yüz sonra sona ereceği tahmin ediliyor.

Sonuç

Bu rapor, hepimizi ilgilendiren ve etkileyen bir sorunu göz ardı edemeyeceğimizi gösteriyor. Eşitsizlik, sadece yoksulların veya ezilenlerin değil, tüm insanlığın sorunudur. Eşitsizlik, bizi birbirimizden ayırır, bizi birbirimize karşı kışkırtır, bizi birbirimize düşman eder. Eşitsizlik, bizi insanlığımızdan uzaklaştırır.

Bu yüzden, eşitsizliğe karşı durmalıyız. Eşitsizliğe karşı çıkmak, sadece kendimiz için değil, gelecek nesiller için de sorumluluğumuzdur. Eşitsizliğe karşı koymak, sadece adalet için değil, barış için de gereklidir. Eşitsizliğe karşı gelmek, sadece haklarımız için değil, onurumuz için de zorunludur.

Eşitsizliğe karşı mücadele etmenin yolları çoktur. Eşitsizliğe karşı sesimizi duyurabilir, sosyal medyada, sokakta, mecliste, iş yerinde, okulda, evde eşitsizliği protesto edebilir, eşitlik talep edebiliriz. Eşitsizliğe karşı örgütlenebilir, dayanışma içinde olabilir, birlikte hareket edebilir, birlikte güçlenebiliriz.

Eşitsizliğe karşı mücadele etmek, bize daha iyi bir dünya sunar. Daha adil, daha demokratik, daha yeşil, daha mutlu, daha insanca bir dünya. Bu dünya, hayal değil, olasılıktır. Bu dünya, bizim elimizdedir. Bu dünya, bizim seçimimizdir.

Eşitsizlik ve adaletsizlikle mücadelede devletin daha etkin rol alması ve küresel iş dünyasının daha adil bir paylaşım için sorumluluk alması, dünya genelinde daha sürdürülebilir ve adil bir ekonomi için atılacak adımların önemli olduğunu vurguluyor, Eşitsizlik A.Ş., dünyanın en büyük şirketi olmaya devam edecek mi, yoksa biz onu iflas ettirecek miyiz? Bu sorunun cevabını bizde olduğunu biliyorum.

Hüseyin Çay

Sosyal Bilimler Uzmanı

Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech