Bir tutam yobaz yeşiliydik
Çıkmaz sokağın köşeşindeki bahçede.
Sallanır dururduk annenle
Öpüşe öpüşe,
Sevişe sevişe.
Boş bir salıncağın kırılgan sesiydi rüzgarımız. .
Bir kalbin içten gülümsemesiydi
Bizi bize anlatan en güzel gerçeklik.
Ben onun yollarına döküldüm
Taş taş.
Usul usul kavradık zihnimizi.
O benim içime taştı,
Ben ona koştum
Yalınayak bir yaz gecesinde.
İyiydik, güzeldik vesselam.
Yüzündeki gülüşüyle anlamlanırdı ayaklarım
Ve adımlarım
Nefesimin eşliğinde
Zihnimin bahçesinde.
Çok geçmedi zaman
Ve Sen
düşe yazdın ana rahmine.
Kristalleşti ellerin ayakların
Gözlerin düştü yüzüme.
Demirin çeliğe dönme anıydı bu
Varlığın hiçliğe
Hiçliğin evrene dokunuşu.
İlk dokunuş sana.
Sıfır hacim, sonsuz kütle.
Hiç bu kadar basmamıştı ayaklarım yeryüzüne.
Bir tutam yobaz yeşiliydik biz.
Kurumamıza bir mevsim vardı,
Bahçe bahçe vardın yanımıza.
Sonra çıkmaz sokağımız açıldı yıkıldı karanlıklar yollara dönüşüverdi bir gün doğumu sonrası
Sıfır sekiz elli üç te.
Gözüm gözüne değidi ilk kez.
Ömrüm geleceğin oluverdi
Atamadığın adımların altına.
Sonra şehir yeşillendi buram buram
Yobaz yobaz rengimiz çalıverdi
Cennete.
Dünyada cenneti yaşattın bize.
Bana ve kadınıma.
İyi ki geldin Lina’m
İyi ki geldin kızım.
Gülüşündeki baba olmak
Tek amacım.
Okan Batur