Uzak bir köyde, her yılın sonbahar mevsiminde, köylüler bir araya gelir ve bahçelerinden topladıkları taptaze lahanaları değerlendirmenin yollarını ararlar. Bu yıl, köy kadınları arasında dolaşan bir hikaye vardı: “En İyi Lahana Turşusu Yapımı.” Bu hikaye, köy kadınlarını büyülü bir lezzet yolculuğuna çıkarmıştı. Başrolde beyaz lahana, yanında havuçlar ve sarımsaklarla birlikte sahneye çıkıyordu. Bir gün, köy kadınları toplandılar ve mutfağın büyük masasının etrafında buluştular. Ellerinde keskin bıçaklar ve rengarenk sebzelerle dolu sepetlerle gelmişlerdi. Her biri, bu lezzet dolu hikayenin bir parçası olmaya kararlıydı.
Lahananın Dansı
Lahananın soğuk su altında temizlenmesiyle başlayan hikaye, incelikle doğranan lahananın, masanın üstünde dans etmesiyle devam etti. Her bir dilim, özenle seçilmiş bir karakter gibi, lezzet dolu bir serüvenin kapılarını aralıyordu.
Havuçların Girişi
Havuçlar, hikayeye renk ve tat katan diğer kahramanlardı. Rendelenmiş havuçlar, lahananın yanına katıldı ve bu lezzetli hikayenin kahramanları arasındaki uyumu oluşturdu.
Sarımsakların Sırları
Sarımsaklar, hikayeye mistik bir dokunuş kattı. Soyulup dilimlenen sarımsaklar, sebzelerle birleşerek, bu lezzet serüvenine derin ve karakteristik bir aroma kazandırdı.
Turşu Suyunun Büyüsü
Turşu suyu, hikayenin en önemli bölümlerinden biriydi. Sirke, tuz, şeker ve ayçiçek yağı, sebzelerle buluştu ve birleşerek bu lezzetli hikayenin ana hatlarını çizdi.
Fermente Etme Süreci
Kavanozun kapağı sıkıca kapatıldı ve bu lezzet yolculuğu, köyün serin bir köşesinde, güneşin kavuran sıcağından uzakta, bir hafta boyunca devam etti. Her gün kavanozun kapağı açılarak, sebzelerin nefes almasına izin verildi.
Sonunda, bir haftanın ardından ortaya çıkan lahana turşusu, köy kadınlarının ellerinin emeği, sevgisi ve lezzet tutkularının bir ürünüydü. Masanın etrafında toplanan köylüler, bu enfes turşunun tadına bakarak, birbirlerine gülümsediler. Ve işte, bu lezzet dolu hikaye, bir kış akşamında, sofralardaki yerini aldı. Köyün her bir hanımı, kendi hazırladığı bu turşuyla, ailesine ve komşularına sağlıklı ve lezzetli bir armağan sunmanın gururunu yaşadı. Lezzetin ve sevginin bu hikayesi, o günlerden sonra her yıl tekrarlandı, köyde kuşaktan kuşağa aktarılarak, bir gelenek halini aldı.
Nermin Yıldız