Bir zamanlar küçük bir köyde, baharın habercisi olarak bilinen nergis çiçekleri her yıl topraklarına renk katardı. Köyde yaşayan insanlar, nergislerin açtığı bu güzel zamanı dört gözle beklerlerdi. Köyün en genç kızı Elif, nergis çiçeklerine olan sevgisiyle tanınan biriydi.
Elif, her sabah erkenden kalkar ve köyün etrafındaki tarlalarda dolaşarak nergis çiçeklerini izlerdi. Onları gördüğünde yüzü güler, enerjisi artar ve içinde bir neşe uyanırdı. Nergisler onun için sadece çiçekler değil, aynı zamanda yaşamın güzellikleriyle dolu bir simgeydi. Bir gün, köyde bir bahar festivali düzenlenmeye karar verildi. Elif, festivalin ana temasının nergis çiçekleri olmasını istedi. Köy halkı, birlikte çalışarak festivali hazırlamaya başladı. Elif ise nergis çiçekleriyle süslenmiş renkli kumaşlar dikti, güzel elbiseler hazırladı. Festival günü geldiğinde köy meydanı, rengarenk nergis çiçekleriyle dolup taşıyordu. Elif, hazırladığı elbiselerle süslenmiş, mutluluk içinde dans ediyordu. Köy halkı, Elif’in enerjisine ve nergis sevgisine hayran kaldı. Festival, nergis çiçekleri etrafında dönen danslar, şarkılar ve coşku dolu anılarla dolup taştı. Festivalin ardından Elif, köy halkına nergis çiçeklerinin sadece baharın güzellikleri değil, aynı zamanda birlik ve dayanışmanın sembolü olduğunu anlatarak, herkesi birbirine daha yakın olmaya teşvik etti. Nergisler, köyde sadece çiçekler olarak değil, aynı zamanda bir topluluğu bir araya getiren bir güç olarak anılmaya başladı. Köy halkı, o günden sonra her baharda nergis festivalini düzenleyerek, birbirleriyle olan bağlarını güçlendirdi. Elif’in nergis sevgisi, köyde bir geleneğe dönüşmüş ve her yıl kutlanan bir bayram haline gelmişti. Nergis çiçekleri, köyün kalbinde sonsuz bir sevgi ve birlik hissi bırakarak, insanların hayatına neşe ve güzellik kattı.
Elçin Durmaz