Nöbetçi Eczaneler
Bilim adamlarına göre stres, kişinin çevresi ve diğerleriyle arasında oluşan ve farkına varılabilen dengesizliktir. Yani, insan, psiko-sosyal çevresinin veya diğerlerinin isteklerine yeterince cevap veremediğinde, durumla baş edebilmek için, reaksiyon gösterir. Bu tepkinin doğası, isteğin ölçüsü-kişinin karakteri-stres ile baş etme kaynakları-zihinsel sınırları ve diğerlerinden alınan destek gibi faktörlere bağlıdır. Stres, karmaşık bir olgudur çünkü bireysel bir deneyimdir. Çoğunlukla, geçmiş deneyimlere, geçici ve çevresel faktörlere bağlıdır. Hayatın bir parçası olduğundan, kişinin karşılaştığı sürekli değişen durumlarla beslenir.
Bazı araştırmalara göre, stres, insanın ayrılmaz parçasıdır ve bu nedenle, stres ile baş edilebilir fakat ondan kurtulanmaz. Biraz stres, kişinin iyiliği için gereklidir ve yokluğu zarar bile verebilir. Buna rağmen, stresin ciddi hastalıklara neden olduğu ve yoğun stres altındaki kişilerin, kazalara açık olduğu yaygın bir düşüncedir. Stresin anlamı veya tanımı ne olursa olsun, gerçek olan tepkilerimizdir. Tepkiler kişiden kişiye değişir çünkü her insanın deneyimleri ve onlardan oluşan inançları-düşünce şekilleri ve olaylara verdikleri anlam farklıdır. Aynı çevreden veya aileden gelen kişiler bile farklı tepkiler verirler çünkü olaylara yüklenen anlamlar bireyseldir. Bu yüzden birisine stres verici gelen bir durum, başka bir kişi için deneyimin bir parçası ve büyüme için yapı taşlarıdır.
Stres, akut stres-episodik kronik stres ve kronik stres olmak üzere üçe ayrılır; Akut Stres, aniden ve beklenmedik bir şekilde oraya çıkar. İnsanların istemedikleri olaylarla karşılaştıkları durumlarda yaşanır. Bu nedenle, eğitim hayatı, iş hayatı ve sosyal hayatta, en sık rastlanan bir stres çeşididir. Episodik Kronik Stres, yaşanan çeşitli olumsuz olaylara bağlı olarak ortaya çıkan bir türdür. Bu stres türü, duygu durumunda olduğu kadar, beden üzerinde de etkilidir. Kronik Stres, sürekli aşırı baskı altında olan kişilerde ve strese neden olan faktörlere, uzun süre maruz kalındığında ortaya çıkar. Bu stresin yaşanmasında ve uzun sürmesinde, bireyin takıntılı tavırları da etkili olabilir. Bedensel ve psikolojik bozukluklara neden olabilir ve anormal davranışları ortaya çıkartabilir. Yoğun stres yaşayan kişilerde, kalp atış hızında anormallikler-kan basıncında artış-unutkanlık-bitkinlik gibi, kısa süreli etkiler kadar, davranış bozuklukları-kronik hastalıklar-depresyon-fobiler ve hafıza bozuklukları gibi, uzun süreli etkiler de yaşanabilir. Böyle durumlarda, kişinin yaşam kalitesi düşer.
Hayatını koşuşturarak ve isteklerini yoğun bir mücadele ile elde etmeyi deneyen çoğunluk, stresi günlük yaşamının bir parçası haline getirdi. Kazanma hırsı ve kaybetme korkusu, strese neden olan önemli iki faktör olarak yer aldı. Bu duygu durumlarının yarattığı stres, kişinin kazanmasında veya kaybetmesinde önemli etken oldu. Bu yüzden, korkularına yenilmiş olanların çoğu, yoğun stres altında olduklarının farkına varamadan bir yaşamı sürdürme peşindeler. Fizik bedenleri, yoğun stres altında olduklarına dair sinyaller gönderse de, bu uyarıları dinleyemeyecek kadar meşguliyet içindeler ve sanki kurulmuş bir makine gibi, oradan oraya koşuşturmaktalar. Ancak, ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaştıklarında, durup nasıl bir yaşam içinde olduklarına bakabilme fırsatı yakalıyorlar. Stresle mücadelede başarılı olan kişiler ise, bir yandan kazanma hırsı ve kaybetme korkularını yenerken, diğer taraftan da, başarılı olma ihtimallerini artırmaya çalışıyorlar.
Hayatın dikkatimizi çekmek için, bizleri ciddi durumların içine sürüklemesi yerine, hızlı yaşamın çarklarından bir an dışarı çıksak, içsel dünyamıza yönelsek, yaşam seçimlerimizi yeniden gözden geçirsek, yoğun stres kaynaklarımızı araştırıp bulsak ve ortadan kaldırsak, iyi olmaz mı?
Stresi, hedeflerinize ve hayalerinize ulaşmada, yardımcınız durumuna getirmenizi diliyorum.