20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi ile, çocukların insan haklarına saygı duyulmasını ve çocukların yararına olan kararların alınmasını amaçlamaktadır. Peki, dünyada ve ülkemizde çocuk haklarının durumu ne? Çocuklar, hak ettikleri yaşamı sürdürebiliyorlar mı? Yoksa, yoksulluk gibi bir insanlık ayıbı, çocukların haklarını gasp mı ediyor?
Çocuk hakları, sadece çocukların değil, tüm insanlığın haklarıdır. Çocuk hakları, kapitalist sömürü düzeninin yarattığı yoksulluk, adaletsizlik, eşitsizlik, baskı, şiddet, savaş gibi sorunlarla tehdit altındadır.
Yoksulluk, çocukların en temel haklarından biri olan eğitim hakkını engellemektedir. UNICEF’in verilerine göre, dünyada 385 milyon çocuk aşırı yoksulluk içinde yaşamaktadır. Türkiye’de ise, yoksulluk nedeniyle okula gidemeyen ya da okulu bırakmak zorunda kalan çocukların sayısı 1 milyonu aşmaktadır. Eğitim hakkı elinden alınan çocuklar, hayallerinden, geleceklerinden, umutlarından mahrum bırakılmaktadır. Eğitim, çocukların kendilerini geliştirmeleri, topluma katkıda bulunmaları, haklarını savunmaları için vazgeçilmez bir araçtır. Eğitimsiz kalan çocuklar, yoksulluk kısır döngüsünden kurtulamazlar.
Eğitim hakkının ihlali, kapitalist sistemin bir sonucudur. Kapitalist sistem, eğitimi bir meta olarak görür, eğitime erişimi sınıfsal, cinsel, etnik, dinsel ayrımlara göre belirler, eğitimi piyasa koşullarına göre şekillendirir, eğitimi ideolojik bir aygıt olarak kullanır. Kapitalist sistem, eğitimi, emek gücünü ucuzlatmak, sömürüyü artırmak, karı maksimize etmek için kullanır.
Yoksulluk, çocukların sağlık hakkını da tehlikeye atmaktadır. Yoksul ailelerde yaşayan çocuklar, beslenme yetersizliği, hijyen eksikliği, aşılanmama, sağlık hizmetlerine erişememe gibi sorunlarla karşılaşmaktadır. Bu da çocuk ölümlerine, hastalıklara, gelişim geriliğine yol açmaktadır.
Sağlık hakkı elinden alınan çocuklar, yaşam kalitesinden, mutluluktan, sağlıklı bir gelecekten mahrum bırakılmaktadır. Sağlık, çocukların fiziksel, zihinsel ve duygusal gelişimleri, potansiyellerini ortaya koymaları, hayata tutunmaları için hayati bir öneme sahiptir. Sağlıksız kalan çocuklar, yoksulluk kısır döngüsünden kurtulamazlar.
Yoksulluk, çocukların korunma hakkını da ihlal etmektedir. Yoksul çocuklar, sokakta çalışmak, dilenmek, madde bağımlılığı, fuhuş, insan ticareti, organ mafyası, terör örgütleri gibi tehlikelerle karşı karşıya kalmaktadır. Bu durum, çocukların fiziksel, zihinsel ve duygusal gelişimini olumsuz etkileyerek, onların geleceğini karartmaktadır. Korunma hakkı elinden alınan çocuklar, güvenlikten, huzurdan, saygınlıktan mahrum bırakılmaktadır. Korunma, çocukların onurunu, kimliğini, kişiliğini, bütünlüğünü korumaları, zararlı etkenlerden uzak durmaları, sağlıklı bir toplumda yaşamaları için şarttır. Korunmasız kalan çocuklar, yoksulluk kısır döngüsünden kurtulamazlar.
Yoksulluk, çocukların katılım hakkını da kısıtlamaktadır. Yoksul çocuklar, toplumsal hayata, kültürel etkinliklere, spor faaliyetlerine, sanatsal üretimlere katılamamakta, kendilerini ifade etme, görüş bildirme, karar alma süreçlerine dahil olamamaktadır. Bu da çocukların özgüvenini, yaratıcılığını, demokratik bilincini zayıflatmaktadır. Katılım hakkı elinden alınan çocuklar, özgürlükten, eşitlikten, adaletten mahrum bırakılmaktadır. Katılım, çocukların topluma aidiyet duygusunu, sorumluluk bilincini, sosyal becerilerini geliştirmeleri, toplumsal değişime katkıda bulunmaları için gereklidir. Katılımsız kalan çocuklar, yoksulluk kısır döngüsünden kurtulamazlar.
Sonuç olarak; Yoksulluk, çocukların hayatlarını derinden etkileyen bir insanlık suçudur. Onların temel haklarını gasp eder, geleceklerini tehlikeye atar ve potansiyellerini sınırlar. Eğitim, sağlık, korunma ve katılım gibi önemli hakların yoksulluk nedeniyle engellenmesi, çocukların yaşamlarını zorlaştırır ve umutlarını söndürür.
Çocuk haklarına sahip çıkmak, sadece devletlerin veya uluslararası kuruluşların görevi değil, aynı zamanda her bireyin ve toplumun ortak sorumluluğudur. Yoksulluğun ortadan kaldırılması için toplumsal farkındalık yaratmak, eğitim sağlamak ve adil politikaları desteklemek gereklidir. Ancak yoksulluğun sona erdirilmesi, sadece çocuk haklarına sahip çıkmanın ötesine geçerek insanlığa ve toplumsal adalete derinden bağlı bir süreçtir.
Çocukların haklarını korumak, onların potansiyellerini ortaya çıkarmak ve yoksulluğun köklerini kazımak için kararlılıkla hareket etmeliyiz. Yoksulluğa son vermek, çocuklara daha iyi bir gelecek sunmak ve insanlık için daha adil bir dünya inşa etmek adına hepimizin ortak çabası olmalıdır. Bu çabalar, çocukların yaşamlarını iyileştirmek ve onlara umut vermek adına hayati önem taşımaktadır.