Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Ceninle İlgili Bilimsel Gerçekler

Araştırmacılar, hamilelikte fazlasıyla uzun

Araştırmacılar, hamilelikte fazlasıyla uzun ve yoğun gerginlik yaşanırsa, bebeğin olumsuz etkilendiğini çünkü fetüsün bedenine, göbek bağı üzerinden yüksek miktarda, “kortizol” denen, stres hormonunun katıldığını açıkladı. Fetüs,bu stres seviyesine alışıyor ve hayatı boyunca, daha fazla stres hormonu üretmeye programlanıyor. Belli bir dönemden sonra, cenin dıştaki olaylardan etkileniyor. Annede olabilecek depresyon, endişe ve uyum problemleri, anne karnındaki bebeğin etkilenmesine neden oluyor. Stresli bir hamilelik geçiren annelerin çocukları büyüdüklerinde, güven içinde hissedemeklerinden, her zaman tetikte yaşıyorlar.

Anne rahmine yerleşmiş olan cenin, beş haftalık olduğundan itibaren, beyin korteksi gelişmeye başlıyor ki, bu da insan olma yolunda hareket-düşünme-konuşma-plân yapma kabiliyetlerinin, yavaş yavaş gelişmesi için, ortam hazırlıyor. Dokuzuncu haftadan itibaren, cenin hıçkırıyor ve gürültüye tepki veriyor. Onikinci haftadan itibaren, ağrıya duyarlı, yeri geldiğinde ağlayan, bir cenin haline geliyor. Beş ve altıncı aylarda, işitmeyle, annesinin sesini tanımaya, anne sesi ile huzur bulmaya ve sakinleşmeye başlıyor. Günün yaklaşık yüzde doksanını, uyuyarak geçiren cenin, otuzikinci haftadan itibaren, REM uykusu ile birlikte, rüya görmeye ve bu esnada, hızlı göz hareketlerini yapmaya başlıyor. Hisseden ve işiten ceninin, öğrenme ve hatırlama özellikleri, farkında olmadan otomatik  gelişiyor. Dış dünyadaki etkilere karşı reaksiyonları, tavır ve tutum olarak görülüyor. Meselâ, annenin sesi, fetüsün işittiği en etkileyici ve en önemli öğrenme şeklidir çünkü annenin sesi, güçlü bir şekilde kemik hatları yoluyla, özellikle omurga ve pelvis üzerinden, bebeğin iç kulağına iletiliyor. Anne konuştuğunda, fetüs bunu titreşimler sayesinde bile hissediyor. Fetüs, anne bedeninin çıkardığı kalp atışı-bağırsak-midenin de seslerini duyabiliyor. Sesler, gelişmekte olan insanı, güvende hissettiriyor. Araştırmacıların ana rahminde yaptığı ses kayıtlarına göre, tek tük kelimeler bile, olduğu gibi duyulabiliyor. Böylece, doğmaya yakın bebek, anadilinin melodisi ve ritmi gibi, bazı özelliklerini, daha iyi algılayabiliyor. Doğacak çocuk, kokular ve tadlar yoluyla da, gelecekteki çevresine hazırlanıyor. Anneden aldığı besinin aroması, doğrudan amniyotik sıvıya karışıyor ve bebeğin koku ve tat alma reseptörlerini uyarıyor. Amniyotik sıvılardaki aromaların, anne sütünde de bulunması, bebeğin meme ucuna yönelmesine neden oluyor. Bebek aşinalık, güvenlik ve besin vaat eden yerin, nasıl koktuğunu biliyor.

Doğacak bebeğin kişisel özellikleri, anne karnındaki ceninin hareketleri ile, az da olsa önceden tahmin edilebiliyor. Araştırmalar, aşırı stresli annelerin bebeklerinin, normalden daha aktif  ve çabuk sinirlenen bebekler olduğunu gösteriyor. Bebeklerin biyolojik ritmi, annenin yemesi-hareketleri-uyku durumundan de etkileniyor. İyi beslenen, az stresli ve toksin almayan anneler, hamilelik dönemlerinde, cenin ile yeterli miktarda konuşurlar ve rahatlatıcı sesler oluştururlarsa, çocukları daha zeki, konuşma kabiliyeti daha iyi, hareketleri daha dengeli ve sosyal olarak daha uyumlu oluyor. Araştırmaların sonuçları, ceninin sadece fiziksel olarak gelişmekte olan bir canlı olmadığını, insan denilen bu eşsiz varlığın, ne kadar mucizevi olduğunu açıklıyor.

Canlı varlıkların en görkemlisine sahip çıkalım, ona iyi bakalım, varlığına saygı gösterelim, sevgi ve güven ortamı içinde büyütelim!

Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech