Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Cumhuriyetin 100. Yılı: Yoksullukla İç İçe Bir Geleceğe Karşı Mücadele

Türkiye Cumhuriyeti, yüz yıl

Türkiye Cumhuriyeti, yüz yıl önce yoksullukla, imkansızlıkla ve parasızlıkla kuruldu. Birinci Dünya Savaşı’nın ardından, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasının getirdiği yıkım ve yoksullukla başa çıkmak isteyen bir millet, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde ulusal bağımsızlığını kazanmaya karar verdi. Ancak bu karar, büyük bir zorlukla baş başa gelmeyi gerektiriyordu.

O dönemde, halkın büyük bir kesimi açlıkla mücadele ediyor, imkansızlıkla savaşıyor ve temel ihtiyaçlarına dahi erişemiyordu. Toplumun çeşitli kesimleri, yıllarca süren savaşlar ve istikrarsızlık dönemlerinin ardından tükenmişti. Ancak bu zorlu koşullarda, Cumhuriyet’in temelleri atıldı. Atatürk ve arkadaşları, ülkenin bağımsızlığını kazanmak ve kalkınmasını sağlamak için büyük bir azimle çalıştılar. Eğitimden sanayiye, hukuktan kültüre kadar pek çok alanda büyük reformlar gerçekleştirildi.

Bugün, Cumhuriyetimizin 100. yılına girdik. Sanki bir çağ kapandı ve yeni çağa hoş geldin dedik. Fakat güne ne yazık ki yine yoksulluk, sefalet ve açlıkla mücadele etmek için merhaba dedik. Ekonomik sıkıntıların ve sosyal eşitsizliklerin hala toplumumuzu tehdit ettiğinin gerçeğinle karşılaştık. Halkın birçoğu temel ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çekiyor ve gelecekleri için endişe duyuyor diye hayıflanmadık değil!

Cumhuriyetimizin bu büyük yıldönümünde, hem geçmişe bir saygı duruşu yapmalı hem de geleceğe odaklanmalıyız. Bu 100 yıllık yolculukta, ülkemiz pek çok zorluğu aştı, büyük başarılar elde etti ve uluslararası arenada saygın bir konuma geldi. Ancak… Günümüzde hala çözülmesi gereken sorunlar var.

Bu sorunların başında yoksulluk geliyor. Yoksulluk, bir toplumun en temel sorunlarından biridir ve çözülmesi için elbirliğiyle çalışmamız gerekiyor. Cumhuriyetimizin ilk yıllarında olduğu gibi, bugün de halk olarak birlik ve beraberlik içinde sorunları aşmalıyız.

Yoksulluğun sona erdirilmesi için ekonomik kalkınma, eğitim, sağlık, istihdam gibi alanlarda daha fazla çaba göstermeliyiz. Aynı zamanda sosyal yardımlaşma ve dayanışma, toplumsal eşitsizlikleri azaltmada önemli bir rol oynamalıdır.

Ancak bunlar tek başına yeterli değildir. Yoksulluğun nedenlerini de ortadan kaldırmalıyız. Bu nedenler arasında adaletsiz gelir dağılımı, vergi kaçakçılığı, kayıt dışı ekonomi, siyasi rant, yolsuzluk ve israf gibi unsurlar yer alır. Bu unsurlar hem ekonomik hem de siyasi sistemimizi zayıflatır ve halkın refahını azaltır.

Bu unsurlarla mücadele etmek için, bireysel çıkarlarımızı unutup toplumun çıkarlarını ön planda tutan duyarlı bir vatandaş gibi hareket etmeliyiz. Bu bakış açısı, toplumun tüm kesimlerinin hak ve çıkarlarını korumayı, eşitlik ve adaleti sağlamayı, demokrasiyi güçlendirmeyi ve emekçilerin söz ve karar hakkını arttırmayı amaçlar. Bu amaçlar doğrultusunda, ekonomik ve siyasi sistemimizi yeniden yapılandırılmasını sağlayabiliriz.

Ekonomik sistemimizi yeniden yapılandırmak için, gelir dağılımını daha adil hale getirmeliyiz. Vergi sisteminde reform yapmalıyız. Kayıt dışı ekonomiyi kayıt altına almalıyız. Sosyal devlet ilkesini hayata geçirmeliyiz. Kamu harcamalarını daha verimli ve şeffaf yapmalıyız. Yerel kalkınmayı desteklemeliyiz. Üretimi ve ihracatı arttırmalıyız.

Siyasi sistemimizi yeniden yapılandırmak için, siyasi rant ve yolsuzlukla mücadele etmeliyiz. Hukukun üstünlüğünü sağlamalıyız. Siyasi partilerin finansmanını denetlemeliyiz. Seçim sisteminde reform yapmalıyız. Katılımcı demokrasiyi geliştirmeliyiz. Sivil toplum örgütlerinin rolünü güçlendirmeliyiz. Çoğulculuk ve farklılıklara saygıyı esas almalıyız.

Cumhuriyetimizin 100. Yılının coşkusu hala kanımızı kaynatırken, gelecek 100 yılda daha refah bir Türkiye inşa etmek için çabalamalıyız. Gelecek nesillere daha iyi bir yaşam sunmak, Cumhuriyetimizin değerlerine olan bağlılığımızın bir ifadesi olmalıdır.

Bu zorlu yolculukta, geçmişin bize öğrettiklerini unutmayarak, Cumhuriyetimizin 100. yılını yoksullukla savaşarak ve birlikte daha iyi bir gelecek inşa ederek kutlamalıyız. İnancımız, azmimiz ve dayanışmamızla, bu hedefe ulaşabiliriz. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılı kutlu olsun!

Hüseyin ÇAY

Sosyal Bilimler Uzmanı

P4C Felsefe Eğitmeni

Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech