Gözlerini açmadan önce, yüzündeki büyük mutluluğu
hissetti. Saçları çoktan kalkmıştı yataktan. En beğendiği, en sevdiği ayakkabısı karşısında açtığı iri ve açık yeşil gözleri mutluluk bulutunun içinde yüzüyordu.
Babasının sesiyle yankılandı kulakları. “Küçü hanım, kahvaltı hazır.” Ayakkabılarını ayağına giydikten sonra kucağına aldı, en sevdiği tavşan pelüşü. Odasından çıktı. Koridor düz ve olabildiğine uzundu sanki. Koridorun tam karşısındaki kapıdan vuran güneş ışınları, yeni açılmış gözlerini kamaştırdı. Babasının sulietini gördü gözleri. İki elini de kaldırmış sesleniyordu.
Elindeki tavşanı bıraktı, unutarak. Babasına doğru hızlanmaya başladığı o zaman aralığının bir lahzasında duyuldu, giderek yükselen anî ve tiz ses.
Zeminin sarsılışıyla dökülmeye başlayan duvarları gördü, iri ve açık yeşil gözleri. Bir tanesi sol üst köşeden kafasına düştü. Babasının kendine doğru kostuğunu gördü, kapanan göz kapakları arasından.
Dengesini kaybetmiş, başındaki büyük acı ile sallanan zemin üzerine düşüyordu. İçinde kalan bütün ve saf sevgi, kalbinin içinde soluyordu adeta.
Elini uzatan babası, bütün vücudunu kavramıştı. Sallanan zeminden kaldırıp saçlarını araladı. Uykulu, iri ve açık yeşil gözlerinin tam içine bakarak gülümsemeye çalıştı. “Bana sımsıkı sarıl.”
Sarıl kelimesini duyamamıştı tam olarak, giderek artan anî ve tiz sesten ötürü. Büyük bir gürültüyle hissizleşen bedeni, babasını sıkı sıkı saramıyordu artık. Sonrası karanlık, hissizlikti. Düşüşü bile hissedemedi, insanlığın utancı altında. Babası bir “savaş” tan bahsetmişti, dün gece. Kelimenin anlamını düşündü, alamayacağı ilk nefesin sırtındayken.
Bol ışıklı bir arabanın içinde açıldı iri ve açık yeşil gözleri. Üzerindeki pijamayı gördü, yırtılmış ve tozlu. Kavradığı ilk şey “savaş” kelimesinin anlamıydı. Gözlerinin önünde patlayan ışık hüzmeleri vardı. Herkesin bağırdığını duydu. Arabanın dışından ona bakan insanlara bakındı. Babasını aradı, iri ve açık yeşil gözleri. Yanında uğraşan telaşlı ve beyaz önlüklü adama seslendi. “Amca babam nerede? Ne oldu amca? Nereye gidiyoruz?
…