Ülkemiz Pazar günü Ankara’nın kalbine yönelen bir terör eylemi ile karşılaştı. Bu olay birtakım soru işaretlerini de ister istemez akla getirdi.
Neyse ki teröristler, kahraman polislerimizin başarılı operasyonu ile bertaraf edildi. Her zamanki gibi terörü kınıyoruz.
2015 seçimleri öncesinde art arda olan tartışmalı terör olaylarından sonra, acaba benzer durumun provası mı yapılıyor diye düşünülüyor. Zira dönemin Başbakanı zaman zaman konuşursam yer yerinden oynar dedi.
Eğitim- öğretimin yeni başladığı bu günlerde ortaya çıkan sorunlar, umarım terör korkusunun gölgesinde kalmaz.
Seçim öncesinde, kamudaki istihdama yönelik olarak söz verilen mülakatın kaldırılması konusu, aksine %50 oranında KPSS, %50 mülakat ile yanlışa yeni bir yanlış ekledi. Üstüne güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması getirildi.
TBMM’de kamuda mülakatın kaldırılması ise iktidar partilerince reddedildi. Bu da iktidarın halkına hiçbir şekilde güvenmediğini gösteriyor.
2 milyon 100 bin öğrenci açık lisede sözüm ona eğitimde gösterilerek, niteliksiz kuşaklar yetişmesine yol açılıyor.
Sınıflar ise 60/70 kişilik. Öğretmenler bir yandan ekonomik koşullarla uğraşırken, diğer yandan sınıftaki zor koşullarda eğitim yapmaya çalışıyorlar. Ama nasıl bir eğitim. Nitelikten söz etmek mümkün mü?
Göreve yeni başlayan bir öğretmen 2002 de 18 çeyrek altın alırken, 2010 da 15 çeyrek altın, bugün 5.9 çeyrek altın alabiliyor. Cumhuriyetin kuruluş yıllarında ise öğretmen maaşı milletvekili maaşına eşit.
Cumhuriyetin kuruluş yıllarındaki sonuç, Cambridge üniversitesinden sonra, Dünyada ikinci sırada yer alan İstanbul Üniversitesi, denk bütçe, yükselen ekonomi, yeni fabrikalar. Saygın bir Türkiye.
Bugün gelinen durum ise ortada. Onu da varın siz düşünün.