Nöbetçi Eczaneler
ChatGPT ve türevi uygulamalar ile hayatımıza her geçen gün daha fazla giren yapay zekâ konusu felsefede uzun zamandır tartışılan bir başlık. Düşünürler ve akademisyenler bu konunun etik boyutlarını epey ilgi çekici buluyor. Bu etik sorular hem yapay zekânın ürettiği içeriklerin kullanımı hem de yapay zekâya karşı insan tutumlarını kapsıyor.
Buna göre ilk problem herkesin tahmin edebileceği gibi yapay zekâ tarafından ortaya atılan bir içeriği kullanmanın ne kadar doğru olduğu. Örneğin yapay zekânın ürettiği bir sanat eseri gerçekten sanat eseri kabul edilebilir mi? Ya da son zamanlarda sıklıkla gördüğümüz profesyonel işlerini ve ödevlerini yapay zekâya yaptıran insanlar gerçekten yanlış bir şey mi yapıyor?
İşin tartışılan diğer boyutuysa yapay zekâya karşı insanın etik bir tutum takınıp takınmaması konusunda yürütülüyor. “Robotların hakları olmalı mı?” ya da “yapay zekâ ile iletişimde ahlaki kodlar göz önünde bulundurulmalı mı?” gibi sorular gündemde. Bir taraf robotların/yapay zekânın hakları olması gerektiğini savunurken diğer taraf insan-olmayan bu canlıların “nesne” ya da “ürün” olarak kabul edilebileceği konusunda ısrarcı. Günden güne güçlenen yapay zekâ teknolojileri göz önünde bulundurulduğunda bu tartışmanın yakın zamanda sonuçlanamayacağını söyleyebiliriz.
Berçem Şen
Dokuz Eylül Üniversitesi, Felsefe.
beriiisen@gmail.com
