Kendinde olumlu bulduğun, memnuniyet duyduğun kişilik özelliklerinin yanı sıra memnun olmadığın değiştirmek istediğin özellikler de vardır, onlar neler?
“Kaybetme korkum fazla, sevgilimin beni terk etmesinden endişeleniyorum”
“İşlerimi çoğunlukla erteliyorum”
“Öfkeme yenik düşüyorum sonra da çok pişman oluyorum.”
“Hayır diyemiyorum, ilişkilerimde çok vericiyim”
Bunlar benim sıkça duyduklarım…
Hemen hemen herkesin kendisinde memnun olmadığı noktalar vardır. Önemli olan buna olan tavrımızdır. Hoşlanmadığımız yönümüzü “dövüyor muyuz”, umursamaz mıyız, yoksa şefkatle mi yaklaşıyoruz? Nasılsın bu konuda?
- “Kaybetme korkum yüzünden hayatıma giren kişileri sürekli bunaltıyorum. Bir türlü sevgilerinden emin olamıyorum, her şeye şüpheci yaklaşıyorum ve bir süre sonra da sıkılıp beni terk ediyorlar. Böyle giderse yapayalnız kalacağım, çekilmez bir insanım.” (suçlayıcı tavır)
- “İnsanın aklında hep bir şüphe olmalı, çünkü hiç kimseye güven olmaz, sonradan üzülmemek için en iyisini yapıyorum. Çekip gitmek isteyen için kapı orada, umrumda bile olmaz.” (umursamaz tavır)
- “Bir başkasına güven duymakta zorluk yaşıyorum. Sanki beni terk edecekmiş gibi geliyor veya arkamdan bir iş çeviriyormuş gibi hissediyorum. Bu benim özelliğim. Demek ki çocukluğumda kurduğum ilişkilerde güvende hissetmemişim, terk edilmişim. Güvende hissetmeye ihtiyacım var. Öte yandan hayatta belirsizlik hep var. İlişkimde daha güvende hissedebilmeyi ve aynı zamanda belirsizliğe tahammül edebilmeyi nasıl geliştirebilirim? Hayata daha gerçekçi bakabilmek istiyorum. Yoğun hissettiğim kaybetme, terk edilme korkumu kabul ediyorum, vedalaşmak istiyorum. Bu duyguyu daha gerçekçi bir düzleme çekmek istiyorum. Bu yolda bazen başarılı olurum, bazen başarısız olurum. İkisi de normal. Ben bu konuda çaba göstermeye niyet ediyorum.” (şefkatli tavır)
Senin tavrın hangi maddeye benziyor? Hoşlanmadığın yönlerini acımasızca eleştirmek kendini suçlamana sebep olur. Kendini suçlamaya başladığında ise asla değişemeyeceğini düşünerek umutsuzluğa kapılıp, kendine acımaya başlayabilirsin. Yani mağdur da sen olursun zalim de. Eğer kendine tavrın buysa mağdur ve zalim taraflarını fark edip kabul etmen bu yönlerini değiştirmek için önemli bir adım olacaktır. Değiştirmek için önce şefkatli bir şekilde kabul etmelisin. Çünkü hiçbir şeyi haybeden yapmıyorsun, yaptığın her şey bir ihtiyacını karşılamaya yönelik.
Bazen de acıdan kaçmak için umursamaz davranıyor olabilirsin. Hayata “acımadı ki” deme gereği duyuyorsan aslında acıyordur canın. Belki de kaygılarını, “hayatın gerçekleri bunlar” diye normalleştirmeye çalışıyorsun. Bu da senin acıdan kaçmanı sağlar. Ama acıyı kaçarak bitirmen imkansız. Orada karşılanmamış bir ihtiyaç var.
Vedalaşmak için önce kabul etmelisin. Gitmediğin bir yoldan dönemezsin…
Sevgiler…
Ayyüce ATLI
Uzm. Psikolojik Danışman & Psikoterapist
Sorularınız ve yazmamı istediğiniz konular için mail gönderebilirsiniz… pdayyuceatli@gmail.com