Amerikan doğa yazımında önemli bir isim olan Henry David Thoreau, daha çok ünlü eseri Walden ile tanınır. Yazarın metinlerinde ilk önce “doğallık” teması göze çarpsa da, kendi kendine yetebilme, içe-öze dönme, kendini ruhani bir bakış açısıyla dinleyebilme ve doğayı da bu gözle görebilme dersleri metinlerin ana temasını oluşturuyor.
Yazarın doğaya dönmek konusunu eleştirel bir dille gündeme getirdiği “Yürümek” kitabı, başıboş bir biçimde hiçbir amacı olmadan, sadece yürümek için kendini doğaya atan ve yürüyen insanı konu ediniyor. Elbette bu metin yazarın kendi tecrübelerinden yola çıkarak yazılmış bir metin. Doğaya dön(e)meyen, iş hayatı ya da günlük rutinler içinde kaybolmuş insanın eleştirildiği bu yazıda kişinin amaçsızca doğaya yürümesi teşvik ediliyor. Thoreau bu şekilde kendimizi dinleyebileceğimizi, algımızın açılacağını, kendimizi ve doğal çevremizi daha kolay ve net kabul edip anlayabileceğimizi öngörüyor.
Bununla birlikte söylemek gerekir ki metnin özellikle son kısımları doğayı yücelten bir temaya sahip. Thoreau, doğanın üstün ve ebedi olduğuna, iyileştirici güçleri olduğuna inanıyor. Bu durum okuyucuda “yazar, günümüz koşullarında yitip giden ormanları, iklim ve su krizlerini, tükenmeye yüz tutmuş doğal güzellikleri görseydi bu sonsuzluğa inanmaya devam edebilir miydi?” merakını uyandırıyor.
Berçem Şen
Dokuz Eylül Üniversitesi, Felsefe.
beriiisen@gmail.com