Koreli filozof Byung Chul-Han’ın katkısıyla felsefe ve düşünce dünyasında “geçicilik” unsuru tartışılmaya başlandı. Her birimizi doğrudan etkileyen günlük hayatın içindeki geçici çözümlerimiz, kronik mutsuzluklara, memnuniyetsizliklere kalıcı bir çözüm bulamayışımız toplumun yapısında kaynaklanıyor olabilir mi?
Sosyal medyadaki hızlı “like”lar, 140 karakter ile ifade ettiğimiz fikirlerimiz, mesai saatine kadar aşmamız gereken sinir krizlerimiz, bizleri kendi hayatımız için kalıcı çözümler bulmaktan alıkoyuyor olabilir. Düşünüre göre bunun en büyük sebebi acımızı da geçiştiriyor oluşumuz. Acı çekmek, moralimizin bozukluğu, kafamızın atması artık kabul edilebilir şeyler değil; birer yetişkin olup halletmemiz gereken şeyler. Bu tavır da nihayetinde acı kavramının günlük hayattan silinip gitmesine neden oluyor. Acımızı ve sorunlarımızı tespit bile edemediğimiz noktada ise elbette kendimiz için kalıcı çözümler üretmekten uzak oluyoruz.
Algofobimiz yani acı korkumuz, acıyı tecrübe edebileceğimizi düşündüğümüz her fırsattan bizi uzaklaştırıyor. Kendi deneyimlerimizi kısıtlıyoruz. Sürekli bir uyuşukluk içinde risk almaktan uzak, konfor alanı içinde yaşamanın bize mutluluk getireceğine inanıyoruz. Böylelikle büyüme ve gelişme imkânımızı da kendi ellerimizle yok etmiş oluyoruz.
Berçem Şen
Lisans ve Yüksek Lisans: Dokuz Eylül Üniversitesi – Felsefe
beriiisen@gmail.com