Bu yaz tatilimden sonraki Nisan ayında Alanya’ya yerleştim. Gider gitmez bahçeye çeşitli sebzeler ektim ve toprak o kadar bereketliydi ki bir kaç ay sonra ürünlerimi yemeye başladım. Alanya pazarında tezgâh açtım. Takı yanlış bir karardı bunu şimdi anlıyorum. Satamadığım için soğudum. Oysaki yetiştirdiğim sebzeleri ve yaşadığım evin arazisinde bulunan domatesleri satsam daha çok satış yapardım. Tabi her şeyi düşünemiyorsunuz. İlk deneyiminiz… O zamanlar çalışabileceğim bir yer de yoktu. Şimdi gitsem mutlaka daha fazla iş imkânı vardır. Pişman mısın diye sorarsanız hiç pişman değilim gittiğime. Başkaları “Biz sana yapamazsın demiştik, vakit kaybıydı oldu bak” gibi çeşitli cümleler olsa da ben hiç pişman olmadım. Şahane bir yedi ay geçirdim. Harika bir deneyimdi benim için. Dokuz ay harika bir yerde yaşadım, param bitti döndüm. Tatil yaptım gözüyle baktım… Şimdilerde Z kuşağının hayata başlarken ki umutsuzluğunun, umursamazlığının altında yatan budur. Gerçeği erken fark etmiş ama idrak edememişlikle beraber arada kalmışlık halinin verdiği iç sıkıntısı ile savrulmuştur ruhları. Y Kuşağının ise işi daha da karışık. Her şeyden yarım yarım. Ne dünde ne günde. Her konuda bir olmamışlık hissi. X desen ondan beter, külliyen olamamışlık…