Prof. Dr. Esergül Balcı
Türkiye’nin gündemi öyle hızlı değişiyor ki, neredeyse burada görev yapan yabancı elçilik görevlilerine acıyacağım. Kendi ülkelerindeki yerleşik duruma bakıldığında, buradaki değişiklikler karşısında başları dönüyordur herhalde.
Bir günde birkaç önemli konu ve olay gelişip değişiyor.
Ülkemizdeki sığınmacılar sorunu önemli. Özellikle Fransa’daki olaylardan sonra daha da dikkatli olmak gerekiyor. Fransa’da başlayan 68 kuşağı olaylarının Dünyaya nasıl yayıldığını unutmayalım.
Daha geçenlerde Çanakkale Boğazı’nda Sahil Güvenlik ekipleri, özel bir teknede 83 kaçak ile 2 göçmen kaçakçısı şüphelisini yakalamadı mı? Yani kaçkınlardan bütün illerimiz nasibini bir şekilde alıyor. Bu bir ‘milli güvenlik sorunu’dur.
Gelelim maaş zamlarına. TÜİK başka, ENAG başka açıklıyor. Hangisine inanacağız. Tabii ki Devlet kurumuna. Ama market, kasap, manav, Devlet verilerini doğrulamıyor. Bu sefer de bizim kafamız karışıyor.
Maaş zamlarının Devlet verilerine göre yapıldığını düşünürsek, özellikle de emeklilere vah ki ne vah! Devlete yıllarca çalış, vergi öde, SGK’ya prim öde sonra ‘suyu sıkılmış limon’ gibi bir kenara itilip açlığa mahkum edil.
Hak, hukuk, adalet yok. En azından emekli maaşları eşitlenmek yerine SGK’ya ödenen prime göre düzenlenebilir. Uzun yıllar çalışanla, erken emekli olana farklı, yani ödediği prime göre maaş verilebilir.
Ama bunu yapacak adil, kaynakları çar-çur etmeyen, halkını düşünen iktidar lazım. Bu da bizde yok! Yine de bir halk deyimi var onu hatırlayalım. Çıkmadık canda umut vardır.