Yaşam koşulları gereği oldukça stres yaşıyoruz. Özellikle yaşadığımız duygusal açlıkların birçoğunun temelinin de strese dayandığını söyleyebiliriz. Vücudumuzdan salgılanan seratonin, dopamin, kortizol gibi hormonlar stres düzeyimizin kontrolünü sağlıyor. Stres birçok durum gibi beslenme düzenimizi de etkiliyor. Araştırmalar; balık, ceviz, fındık, badem gibi omega-3 ve omega-6 kaynaklarının stresi azaltmaya yardımcı olduğunu ortaya koyuyor. Beyin gelişiminde oldukça önemli olan bu besinlerin mutlaka beslenmemizde olması gerekiyor. Bunun yanında papatya, melisa ve passiflora gibi bitki çayları da stresi ve uykusuzluğu giderici, sakinleştirici ve rahatlatıcı etkilerinden dolayı en sık önerdiğimiz takviyeler arasında bulunuyor. Kahve ise olumsuz etkisini gördüğümüz bir içecektir. Kahve ve kola gibi kafein oranı yüksek içeceklerin fazla tüketilmesi uykusuzluğa, kortizol seviyelerinin yükselmesine ve stres düzeyinin artmasına neden olur. Tabii ki beslenme dışında da dikkat etmemiz gereken çok önemli noktalar bulunuyor. Her gün kendimize derin derin nefes aldığımız en az 10-15 dakikalık bir zaman dilimi ayıralım. Bu sayede hem rahatlamış hem de zihnimizi dinlendirerek stresten uzaklaşmış oluruz. Bunun yanında düzenli egzersiz yapmak da stres kontrolünü sağlamamıza yardımcı olacaktır. Ayrıca uyku düzenimizin sağlıklı olması da kortizol seviyemizin düzenli ve stres düzeyimizin düşük olmasını sağlar. Biliyoruz ki birçok hastalığın temelinde yatan önemli faktörlerden biri strestir. Bu yüzden kontrolü sağlamak için elimizden geleni yapmamız gerektiğini unutmayalım.