Biz nasıl bu hale geldik? Kederde, Kıvançta bir ve bir iken, nasıl ayrıştık? Bu insanlar nereden çıktı? Felaketten çıkar sağlamak. Felaket ile alay etmek. Beş canı, on beş canı,toprak altında kalan insanlarımızla resmen dalga geçmek.Mikrofonu alıp,depremzedelerle kafa bulup, kikirdemek, bunu dinleyenlerin de alkışlaması. Bir diğeri,orta parmağını çıkarıp çok ayıp işaretler yapar.Bazısı ise,ülkeyi kötüler.Bunları gördükçe,Kerime Halis gelir aklımıza..Fransa’da yapılan Dünya Güzellik yarışmasında,Türk Güzeli birinci seçilir.Jüri,kendi aralarında görüşerek şu karara varır.”Türk güzelini birinci seçelim.Türkler Avrupalı olduklarını ,Dünya ile entegre olduklarını zannetsinler” diye karar verirler… Şimdi de, tırışkadanh ödül verilir. Tek şart vardır. Siyasi mesaj vermek. Allaha şükürler olsun ki, bu insanları tanımıyoruz. Ne söylerler, hangi filimi çevirirler haberimiz yok. Sanatçı muhalif olur muş Kim? Neye? Depremde, asrın felaketinde yer ile yeksan olan şehirlerimizdeki insanlarımızla dalga geçmek midir muhalif olmak? Şu muhalif olmak neden solculara karşı hiç olmuyor? Yardım yapmışlarmış. Alın yardımlarınızı başınıza çalın. Yazıklar olsun. Moda haline geldi. Millet ittifakına oy vermeyen depremzedeler hain ilan ediliyor. Rahmetli Cemil Meriç üstat, ne güzel söylemiş, “İyilik eden bir mükafat bekliyorsa,tefecidir”.Aynen öyle.Bir de bunların özür dilemesi var ki,evlere şenlik.Özürleri kabahatlerinden beter.En son milletle dalga geçen hanım, sözde özür dilemiş. “Ben Atatürkçüyüm” deyivermiş. Ne alaka? Bir Allahın kulu da çıkıp, “Atatürk’ü ağzına alma. Atatürk asla ve kat’a kendi milletini böyle hakir görmez, hakaret etmezdi. “Maalesef bu işler böyle. Ülkemize herhangi bir faydası olmayan insanları, izleyerek, dinleyerek varlık sahibi yapıyoruz. Çıkıp, kendisine bu imkânı verenlere küfür ediyorlar. Hak ediyor muyuz? Ne dersiniz? Besle Kargayı, oysun gözünü. Sağlıcakla kalınız.