Nöbetçi Eczaneler
Adaletsiz seçimden sonra adaletsiz bir Liselere Giriş Sınavı (LGS) yapıldı. Seçim sonucu nasıl malumun ilanı ise sınavın sonucunun da öyle olacağı açık.
Seçimde muhalefet Devletle mücadele edip, kazanmak zorunda idi. Beklenti büyüktü, anketlerin neredeyse tümü kesin kazanacaklar diyordu, ama hesaba katılmayan faktörler vardı. Devlet gücünün her yönüyle kullanılması.
LGS sınavına gelince, Doğu Anadolu’da ücra köylerdeki çocuklarımız, Batıda nitelikli okullardaki çocuklarımız ve deprem bölgesinde yaşayan çocuklarımız eşit koşullu şartlarda olmadıkları halde, aynı sınava tabi tutuldu.
Hatta deprem bölgesinde kendisine sorulan soruya cevap veren depremzede bir çocuk “çadır ortamında gönüllü öğretmenlerden ders gördüklerini, şartlarının çok kötü olduğunu, derslerde çok geride kaldıklarını ve bu şartlarda sınava hazırlandıklarını” söylemişti.
Bu çocukların idealleri ve hayalleri, bir o kadar da endişeleri vardı. Hayatlarının baharındaki bu çocuklar böyle çaresiz ve endişeli mi olmalıydılar?
Okullarda devamsızlık ve sınıfta kalma kaldırılmasına rağmen çocuklara diploma veriliyor. Onlar da aldıkları diploma ile meslek liselerine gidiyorlar. Meslek liselerinde ya imam ya da ucuz çocuk işgücü oluyorlar. Bu da elbette sermayenin işine yarıyor. Hatta bazıları mafyanın eline düşüyor, çocuk gelin oluyor.
Bunun sebebi ise eğitimi on iki yıla çıkarıyoruz diye sunulan, 4+4+4 sistemi.
Türkiye’de pek çok konuda olduğu gibi eğitim de yozlaştırılmış, ülke kalkınması hedefinden saptırılmış, fırsat eşitliği kağıt üstünden öteye gidememiş, eğitimle kalkınma ilişkisi yok sayılmış. Ülkemiz böyle mi Dünya ile yarışacak? Sonuç ortada.
Giderek çağdışı hale gelen, gerçeklerden uzaklaşan, çağdaşlarından uzaklaşan Türkiye.
Prof. Dr. Esergül Balcı