Tarihi sinemanın önünde buluşuyorlar tek tek. Kapıda sessizce karşılıyor genç bir adam. Gelenlerin biletlerine bakıyor. Kadınla adam sokağın başında buluşuyor. İlişki hayli yeni. Nice sevgililerin ilk filmlerini seyrettiği tarihi salonun önündeydiler şimdi. Sahibi, salonu sinemayı çılgınca özleyenler için gizlice açmaya karar vermişti o gece. İçeriye alınan izleyiciler, çıt çıkartmaya bile çekinerek öylece beklediler. Uzun zaman sonra patlamış mısır makinesi bile heyecanlı patlatıyordu. Mısır olmasa olmaz mıydı? Olmazdı. Sinema sahibi, özlenen atmosferi armağan etmek istiyordu gelenlere. Kadınla adam, iki orta boy mısır aldılar. Birkaç tane patlamış mısır ağızlarına attılar. Ses çıkmasın diye nerdeyse çiğnemeden yuttular. Biraz daha bekledikten sonra salona geçtiler. Sinema salonun tam ortasında, koltuk numaralarını buldular. Ve etrafları pek de kalabalık değildi. Çoğunlukla ön arka sıralar doluydu. Heyecanlı bekleyiş başladı. Bu sırada kendi aralarında konuşanların salonda uğultusu duyuluyordu. Tarihi sinemanın verdiği heyecan, hasret, keyif birçok hissedilen duyguların bir arada yaşanması paha biçilemez. Ve ilk etkinlikler, ilk buluşmalar… Her şeyin kıymeti apayrı oluyor. Nihayet salon karanlığa büründü. Kalpler hızlı atıyor. Özlenen günler geri geldi. Kadın ile adam pür dikkat keyifle hasretle keyifle seyretmeye başladı. Arada bir patlamış mısırın ağızlarına attılar. Patlamış mısır yerken, mısır kovasında elleri birleşiyordu. Güzel denk gelişler…
15