Seçime gidilirken, ülkemiz, çivileri yerinden sökülmüş, eski, yıkılmak üzere olan tahta bir eve döndürülmüştü. Ülkemizin yeniden fabrika ayarlarına dönmesi gerekliydi, seçim sonuçlarına bakılırsa, ne yazık ki bu oluşturulamadı.
Ülkemizin önemli fabrikalarını, topraklarını satanlar, ülkemizi sığınmacı cenneti haline getirenler, Türk vatandaşlarının, kendi ülkelerinde kendilerini ikinci sınıf vatandaş olarak görmesini sağlayanlar kazandı veya kazandırıldı.
Çocuklara tecavüz eden, kız çocuklarını babaları yaşındaki adamlarla evlendiren, milli eğitimi tarikat vakıflarına bırakan ve tarikatları güçlendirenlere yol verildi. Kadınları hayvan gibi sahiplendirmekten söz edenler, Türk kelimesini duymak istemeyen ve yok sayanlar kazandırıldı. Bunlara dur diyemedik.
Bu şartlarda, son derece adaletsiz, sorunlu, eşit koşullu olmayan bir seçim yaşadık. Terazi dengesizdi. Hak hukuk adalet yoktu. Halk ayrıştırılmıştı. Sonuç başa baş gibi görülse de (%52.18- % 47.82) ( 2 milyon 330 bin fark) gerçeğin öyle olmadığını, neredeyse herkes biliyor. Asıl sorun ise oy kullanmayan 10 milyon 858 bin 175 kişi.
Oyların çalınması ile ilgili pek çok sosyal medya paylaşımı var. Öte yandan aradaki oy farkının yabancılarla oluştuğu açıkça görülüyor. Sonuçta ülkemizdeki yabancılar, sığınmacı ve kaçkınlar bizim için karar verdi. Ayrıca ülkemiz dışında yaşayan Türk vatandaşları ve sonradan vatandaşlık alanlar da cabası.
Kısaca malumun ilanı olarak bu seçim son derece şaibeli ve ülkeyi kimin yöneteceğini ülkede yaşayanların değil, yaşamayanların karar verdiği bir seçim.
Ülkemizin aydınlık kesimi bu şartlar altında mücadele etti, etmeye de devam edecek. Ülkemiz karanlığa gömülüp İran, Afganistan gibi mi olacak, yoksa çağdaş, laik, demokratik, Atatürk yolunda bir ülke mi olacak? Bu soru ve sorun Türkiye’nin başında Demokles’in kılıcı gibi sallanıyor.
Hal böyle olunca, ülkemizin nasıl yönetileceği de soru işaretli. Bunu da bizi yönetecekler düşünsün. Artık ne kadar düşünürlerse diyeceğim ama zafer konuşmaları ve kutlamaları bunun ipuçlarını veriyor.
Prof. Dr. Esergül Balcı