Yaş ilerleyip “motor”da eskimeye başlayınca doğal olarak bir dizi sağlık sorunları da çıkmaya başlıyor. Bunlar elbette benim için de geçerli. Her şey, kıymetli dostum Dr. Sayın Hasan Naci EFENDİ’nin bir gün; “Nasılsınız hocam, sağlığınız nasıl?” diye sormasıyla başladı. Gelişmeler hızla birbirini izledi. Onun içten desteği iledir ki, Çanakkale Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi’nin bir dizi ünitesini dolaştık. Kulak–Burun–Boğaz’dan Nöroloji’ye, oradan peş peşe çekilen MR’lara varan hızlı bir süreç yaşadım… Bu arada nicedir hastası olduğum ve belirli aralıklarla yapılan tahlil sonuçlarına göre görüş ve önerileriyle tedavi gördüğüm, Operatör Dr. Ürolog Sayın Nihat GÜLHAN’ın yönlendirmesiyle, aynı hastanenin Radyoterapi Ünitesinden* Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Dr. Sayın Özgür YILDIRIM ve ekibiyle tanıştım. Böylece, aralıklarla yaklaşık 3 ay sürecek yeni bir tedavi süreci başladı – umarım – pek yakında bitecek!…
Radyoterapi Ünitesinde halen, 3 uzman doktor, 1 hemşire, 2 sekreter ve vardiyalı çalışan 8–9 radyoterapi teknisyeni görev almaktadır (ÇOMÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nin Radyoterapi Ünitesi kapalı olduğundan, Çanakkale’de sadece Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesinin ilgili birimi hizmet vermektedir).
Yaklaşık üç aydan beri tedavi gördüğüm bu birimde, hafta içi her gün sabah 930–1000 da başlayıp (çoğunlukla) gecenin 2200, 2230’una kadar devam eden yoğun bir süreç işlemektedir. Bu süreçte çeşitli rahatsızlıkları olan; Çan, Yenice, Bayramiç, Gelibolu, Ezine ve Lâpseki gibi uzak ilçelerden gelen, günde ortalama 80 hastaya radyoterapi tedavisi uygulanmaktadır. Üç aydır ve hafta içi her gün gittiğim bu birimde bir avuç insanın, onca zorluk ve olumsuz koşullara karşın nasıl büyük bir özveri ve içten bir çabayla hizmet vermeye çalıştıklarına tanık oldum. Bunu öncelikle belirtmek isterim. Ünitenin genel durumu ise, şöyle özetlenebilir:
- Radyoterapi Ünitesinde tek bir makine bulunmaktadır. Makine arıza yapıp, bozulunca da (bazen 3 haftayı bulan sürede) tüm tedaviye ara verilmektedir!
- Ünite hastanenin arka kısmında, -1. katta, basık tavanlı, zaman zaman ağır kokuların bastığı bir yerde, morgun yanındadır!
- Daha da inanılması zor olanı, yoğun yağmurlar olduğunda üniteyi suların bastığı ve tüm hizmetlerin durduğu acı gerçeğidir.
Durum öylesine perişan ki, bazen ışın seansına girmiş (hazır durumda yatarken) makine arıza yapıyor ve kalkıp çıkıyorsunuz. Ben bunu bizzat yaşayanlardanım…
“Türkiye Yüzyılı Yaşatılan” ya da “Şahlandırılan” ülkemizin, Şehitler Diyarı Çanakkale’sindeki Vatan Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un adını taşıyan Devlet Hastanemiz, Radyoterapi Ünitesinin genel görünümü bu! Bunlara bir de ülkemizde sağlık çalışanlarının içinde bulunduğu maddi–manevi zorlukları eklersek durumun ciddiyeti daha da belli olacaktır.
Yalnız bu ünite mi, hastanemizin diğer birimlerinde de çeşitli sorunlar olduğunun bilincindeyim. Ben burada, nicedir hizmet aldığım bir ünitedeki durumu sizlerle paylaşmaya çalıştım.
Kanımca bir an önce bir şeyler yapılmalı ve bu sorunlara kalıcı çözümler getirilmelidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Çanakkale’nin resmi–özel kurum ve kişileriyle bu zorlukların üstesinden gelecek güçte ve kapasitede olduğuna inanıyorum.
*Ünite hastanenin arka kısmında, -1. katında ve morgun yanında bulunmaktadır…
Prof. Dr. Ahmet Mete TUNCOKU (E)