Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Türkiye’nin Seçimi Nereye Gidiyor?

Ülkemiz toz duman içinde

Ülkemiz toz duman içinde seçime gidiyor. Pazarlıklar, makam paylaşımları, ilkelerden uzaklaşma ya da ilkeleri koruma çabası. Hepsi var.

Umarım bu toz duman içinde genç seçmenler doğru yolu bulur, o yönde oy kullanırlar. Zira onların oyları bu seçimi sonlandıracak. Türkiye aydınlığa veya karanlığa yönelecek.

Bu gençlerden özellikle ilk defa oy kullanacak olanlar, şimdiki iktidardan başka bir hükümet görmediler ve yaşamadılar. Neyse ki sosyal medyayı çok iyi kullandıkları ve meraklı oldukları için geçmişi oradan öğreniyorlar. Ama tarikatların elinde yetişenler ondan da haberdar değil.

Burada herkese ulaşmak, siyasilere düşüyor. Gençlere ulaşmaya çalışırken kullanılacak olan dil nasıl olmalı? Asıl önemli konu burada düğümleniyor. Nitekim “Millet İttifakı” da bunu dikkate alarak dil ve söylem değişikliği yaptı. Çünkü Cumhurbaşkanlığının 2. Tur seçiminde 50 bin daha yeni ve genç seçmen oy kullanacak.

Onlara ulaşmak hem zor hem de çok kolay. Bunu lise ve üniversitede hocalık yapmış birisi olarak deneyimlerime dayanarak söylüyorum.

Mezuniyet konserleri iptal edilen, müzikli ortamlarda eğlenmeleri kısıtlanan, giyim kuşamları dikte edilen, kısaca yaşam tarzlarına karışılan gençler burnundan soluyor.

Onlar kendilerine dikte edilmesinden hoşlanmaz, kararlarını kendileri vermek isterler. İklim sorunlarını önemserler, hayvanseverdirler ve kadın erkek eşitliğine inanırlar. Siyasetçilerin yapacağı onları anlamak, yollarını açmak, yol gösterici olmak, hayal etmelerini, umutlu olmalarını sağlamak ve hayallerine saygı göstermek.

Kısaca gençlerimizi sevmek, saymak ve değer verildiğini hissettirmek.  Tabii sosyal medyayı ne kadar iyi kullandıklarını bilerek hareket etmek. Gerisi zaten gelir.

Tüm bunlar yapılırken, verecekleri kararın kendilerini ileriki yaşantılarında nasıl etkileyeceğini ayrıntılı olarak anlatmak. Yani karanlığı seçerlerse gelecekte ne olur, aydınlığı seçerlerse ne olur.

Bunu yaparken de içten davranmak, güven vermek, diyoloğa açık ve gerçekçi olmak, vizyon sahibi ve çözüm odaklı olmak ön koşuldur. Bu arada gençlerin pragmatik olduğu da akıldan hiç çıkarılmamalıdır.

Ancak bunlar yapılırsa, karanlıktan aydınlığa doğru bir değişim sağlanabilir.

Prof. Dr. Esergül Balcı

 

Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech