Bazen çok fazla iyi niyetli oluyorsun, merhametin arşa ulaşıyor, denge kayboluyor, ama sen ne kadar iyi olursan ya da merhametli, bencilliğe dair bir iz barındırmıyorsan, peki bu neden sürekli suistimal edilmen anlamına geliyor. Sen ne kadar verici olursan, klasik bir deney gibi, karşı taraf daha fazla alıcı oluyor, verdikçe alıyorlar, alıyorlar, onların yerine de hassaslığın söz konusu oluyor çünkü.  Kötülükten kasıt, ille de kötü bir insan olmak değil, bir şeylere ya da birilerine zarar vermek değil, belki biraz öz saygını geliştirmekle bağdaşıyor bu bir yerde de. Denge bir kez oynamaya görsün yerinden, toparlanmak çok zor. Neden öz saygıdan bahsettim, çünkü biz aptal değiliz, merhametli insan, olabildiğine iyi olmaya çalışan biri, elbette ki bunu samimi bir şekilde yapıyorsa, ki bu nadirdir, bunun örneğine artık çok az sahibiz herkesin de bildiği üzere. O zaman nedir doğrusu, elbette, iyi ve doğru olandan sapmamaya çalışmak, fakat kişi aptal yerine koyulmayı da hazmedemez öyle ya.  Çok fazla düşünmek, başkalarının yerine düşünmekte can sıkıcı, çoğu uzun gecelerde, uykunun tutmadığı, her şeyi sorguladığın ve kendine yeni umutlandırıcı rotalar çizmeye çalıştığın.