Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Berat Albayrak

İnternette dolaşan. Eli mikrofonlu,

İnternette dolaşan. Eli mikrofonlu, muhalefet tarafından fonlanmış kimseler, aksi propaganda yapmak için yırtınıyorlar. Oysaki Muhabir, soru sorar. Karşısındaki de cevap verir. Buna itiraz etmez. Yorum yapmaz. Tam tersi oluyor. Muhatabıyla resmen tarlaşıp kavga ediyor. Geçen ün internette rastladık. Birisine mikrofonu uzatıp,”Selçuk Bayraktar denilince aklınıza ne geliyor? Diye sordular. Erdoğan kini ile dolu koskoca bir adam,”Erdoğan’ın damadı” demez mi. Allah aşkına, kaç kişinin ilk aklına gelen bu cevap olur? Adamın 20 yıllık emeğini, bir çırpıda çöpe atıyor. Ne yazık ki, dışımızdaki hainlerle işbirliği içinde olan, içimizdeki İrlandalılar, memleket için hayırlı bir iş yapan insanları karalamak, dışlamak için ellerinden geleni yapıyorlar. Sabah gazetesi yazarı Özlem Doğaner, konuyu detaylı anlatmış. Buyurunuz”.Berat Albayrak gibi. Adamı öyle yıprattılar ki, çekilmek zorunda kaldı. Oysaki Türkiye’yi Enerji konusunda, Şampiyonlar ligine taşıyacak adımları atmıştı. Bakın ne diyor, Sayın Albayrak.

“Ben, bir Batı ülkesinde muhatabım tarafından bu enerji politikalarından çok önemli bir tanesiyle ilgili ‘bu adımı atmamam yönünde’ bire bir sözlü imalı tehdit edilmiş bir bakanım. Türkiye’nin rahmetli Adnan Menderes ile 1956 yılında başlayan nükleer yolculuğu hep engellendi, ertelendi, ciddi bir dirençle karşılaştı. 70 yıldır tüm dünya bu projeleri yapıyor. Yıllardır herkese helal olan bir teknoloji, Türkiye’ye haram deniliyorsa orada bir yanlışlık var demektir.”Bu sözler dönemin Enerji Bakanı Berat Albayrak’a ait. Türkiye’de iş yapanlar hep engellendi ama Türkiye’nin nükleer yolculuğu tam bir,”Yaptırmayız” hikâyesi… Dönemin Başbakanı Adnan Menderes,1956 yılında Türkiye’nin nükleer enerjisiyle ilgili ilk girişim kararını alıyor. 1960 yılında Adnan Menderes’e karşı darbe gerçekleştiriliyor. Türkiye 1970’li yıllarda Erbakan ve Demirel zamanında da bu kararı alıyor. 1974 yılında hükümetin başına gelenler ve 80 darbesi. Yine bu adımlar havada kalıyor. 1989 yılında Turgut Özal nükleer enerjiyle ilgili bir inisiyatif alıyor fakat 1993 yılında ölümüyle yine gerçekleşmiyor. 2009 yılında Erdoğan, nükleer enerjiyle ilgili bir irade gösteriyor. Sonrasında darbe girişimine kadar süren tabloya hepimiz şahidiz. Türkiye’den sonra bu işe başlayan Güney Kore’nin hikâyesini okuyun bir de… Türkiye, 1977’de ilk nükleer santralinin ihalesini yaparken Güney Kore, 1978 yılında ilk reaktörünü işletmeye almayı başardı. Bugün elektriğinin yaklaşık üçte birini nükleerden sağlayan bu ülke artık nükleer teknoloji ihraç ediyor. Fransa. Türkiye’nin nükleer için adım attığı yıllarda, Fransa’da bu konuyla ilgili en ufak bir çalışma bile yoktu.Oysa bugün Fransa, dünyanın en büyük net elektrik ihracatçısı ve bundan yılda 3 milyar Euro’nun üzerinde kazanç elde ediyor.Elektriğinin yaklaşık yüzde 70’ini nükleer enerjiden elde ediyor. Dünya, elektriğinin yüzde 10’u nükleerden elde ediliyor. Bugün 32 ülkede toplam 423 reaktör düşük karbonlu ve kesintisiz elektrik üretimini sağlıyor. Yani Türkiye bugün sadece bir nükleer santrale değil, yaklaşık 70 yıllık verdiği mücadelelerle büyük bir hayaline kavuşuyor. Akkuyu Nükleer Güç Santrali sahasına ilk taze nükleer yakıt geçen hafta verildi..Yakıtın tesise gelmesiyle birlikte santral, “nükleer tesis” statüsü kazanacak. Ön testlerin ve hazırlıkların tamamlanmasının ardından ilk ünitenin devreye alınması planlanıyor. Türkiye’ye tek seferde yapılan en büyük yatırım olan Akkuyu ‘Yap, İşlet, Sahip Ol’ (Build, Own, Operate) modeliyle yapılan dünyadaki ilk nükleer santral projesi aynı zamanda. Her biri 1200 MW elektrik üretim kapasitesine sahip dört üniteden oluşan Akkuyu’nun toplam 4800 MW’lık kapasiteye sahip. Yani İstanbul kadar büyük bir şehrin elektrik ihtiyacının tamamını karşılayacak bir kapasiteye sahip olacak. Sadece üreteceği elektrikle değil uzun vadede Türkiye’de nükleer bilim ve teknolojilerin gelişimi için de büyük bir adım. Projede yüzde 80’ini Türk vatandaşının oluşturduğu 25 binin üzerinde kişi çalışıyor. Rusya’da eğitim gören en az 600 Türk mühendis santralde görev alacak. Nükleer santralin inşaat, ekipman imalat süreçlerinde yerli sanayiye de imkân tanındı. Projede yer alan 400’e yakın Türk tedarikçi büyük bir deneyim kazandı. Bu insan kaynağı ve şirketler Türkiye’nin diğer nükleer santral projelerinde en büyük gücü olacak. Neden ihracatçı olmasın?” Eşek, Köpek heykeli yapan, Musluk açılışını törenle Gerçekleştiren, Mezarlığa İbrik koyup, hava atan, Zoom ile, canlı yayın yapmayı teknolojik gelişme sayanlara, bunları anlatmak mümkün mü. Bahar Bayramınız kutlu olsun.Sağlıcakla kalınız.

 

Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech