İki yıkıcı deprem oldu. Şehirlerimiz yerle bir oldu. Binlerce insanımız göçük altında kaldı. Türkiye’nin büyük bir bölümü için artık hayat eskisi gibi akmıyor. Kalbimiz ağrıyor. Yüreğimiz yanıyor. Tabiri caiz ise iç ruhsal kanama geçiriyoruz.
Bu içinde bulunduğumuz ruh halinin özeti ancak gerçekler ise birbiri ardına yüzümüze tokat gibi çarpmaya devam ediyor.
Barajlardaki kuraklık durumu korkutucu seviyelere dayandı. Belediyeler birbiri ardına kuraklık önlemlerini devreye alıyorlar. Su tasarrufu hayati bir meseleye dönüştü. Öte yandan yazın nasıl tarımsal sulama yapacağımız, kuraklık bir gerçekken, tarımsal üretimi ne şekilde sürdüreceğimiz, sulama yöntemimiz, ekilecek, dikilecek ürünü arazi arazi planlamak önem teşkil ediyor.
Afetzedeler, Çanakkale’ye geldiler. Akrabası, tanıdığı olanlar onların evlerine yerleştiler. KYK yurdunda kalan vatandaşlarımızda var ancak gelecek süreç için planlama yine hayati önem taşıyor. Çanakkale’nin konut kapasitesi, konut artışı, yeni imar planları, yeni yerleşim alanları açılacaksa, nasıl, nerede, ne şartlarda olacağı, depremzedeler için başta olmak üzere istihdam alanları acil bir şekilde planlama gerektiriyor.
Sosyal Konutlar alarm veriyor diyoruz ancak o bölgede bir yıkım gerçekleştirildiğinde, çok sayıda vatandaşın ortada kalması muhtemel. Sosyal Konutlarda yaşayan vatandaşlarımız nerelerde, ne şekilde ikamet edecekler ve bu süre ne kadar sürecek acil planlama gerektiriyor.
Öte yandan olası bir büyük deprem sonrasında, Çanakkale’nin ulaşım ağında aksama yaşanmaması için kent merkezindeki kavşaklarda bulunan binaların hızla denetimden geçirileceği belirtildi. O binalar arasında hasarlı görülen ve kentsel dönüşüme girmesi gerekenler olursa, o bölgedeki dükkanlar, işletmeler, dairelerde oturanlar ne yapacaklar, hayatlarını nasıl sürdürecekler acil planlama gerektiriyor.
Bu dakikadan sonra sizce de artık o iş Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün görevi, bu iş Çanakkale Belediyesi’nin görevi, yok öbür iş AFAD’ın görevi ayrımı kaldı mı?
Bu dakikadan sonra vatandaşın tek duymak istediği çözüm. Sadece çözüm. Hareket, çözüm ve çözüm içeren cümleler. Soruna, sorunlu yaklaşıma, sorun yaratan hareketlere inanın kimsenin tahammülü kalmadı. Vatandaş biz yaralarımızı sarmak için canla başla çalışıyorken, fedakarlık yapıyorken, kurumlarında benim kurumum, senin kurumun ayrımı olmadan planlama yapmaları gerektiğini aktarıyorlar.
Soruyorum 2060’da Çanakkale nasıl olacak. Yanıtı var mı? Bizde yok! Çanakkale’nin acilen master planının oluşturulması, yeni konutların nereye yapılacağı, limanının nerede, nasıl olacağı, havalimanı kapasitesi ve yeri, olacaksa okul ve kamu kurum ihtiyacı hepsinin ivedilikle A’dan Z’ye hazırlanması için beklemeye zaman yok.
Ya planlama yapacağız ya da yaşadığımız acılar bizi kavurup, hareket edemeyecek noktaya getirecek.
Çünkü yaramız derin.