Had bilmek, sınır bilmek önemlidir hala benim gözümde ama gereğinden fazlası insanın kendisine hadsizliğidir. Suçlayacak kimsesi de yoktur o alanın kendinden başka. Sınır dediğin aşılması gereken elbette. Bazen de durulması gereken, zamana ihtiyacı olan, yön değiştiren. Yürüdükçe genişleyen, kimi zaman daralan. Gerçekleştirmekten alıkoyduğunda bir düşünülmesi gereken. Kimi zaman kaldırılabilse de bu ihlal, kimi zaman sınır noktasına dayandığı için o bendin yıkılması gerekir. Dengeyi yakalayabilmek büyük bir ustalık. Zaman içerisinde içselleşen bir kavram. Yerinde, dengeli ve adaletli sınırlar insanların öz saygılarını besler diye düşünürüm hep. Her duruma göre de değiştiğini bilmek, görmek, okumak gerekir. Bir başkasının sınırına girdiğinde çıkmasını bilecek ve özür de dileyecek kadar büyüklük gerektirir. Sınırlarımızın ötesinde neler olduğunu keşfedeceğimiz ve bu keşfi yaparken kendimiz dahil kimsenin canını yakmayacağımız bir yaşam sürmek insana en yakışanı bence. “ Tabii, bu senin tercihin ama…” ile başlayan bir cümle kurduğunu hayal ettim. Bunun kendime yaptığım, hatta çokça yaptığım bir sınırsızlık olduğuna karar verdim. Meseleleri ile ilgili sürekli bir devinim içerisindedir insan. Geçiş ve dönüşüm birden bire değil yavaş yavaş gerçekleşir. Her seferinde bir ileri bazen iki, üç geri giderken devam eder. O yüzden asla geri gitmezsin.