Türkiye’nin araştırma üniversitesi olmaya aday kurumu olan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ile ilgili Sayıştay raporu yayınlandı. Sayıştay raporları son dönemde dikkat çekerken, ÇOMÜ ile ilgili yayınlanan raporda “Liyakatsiz” kelimesi bir hayli fazla geçti.
“ÇOMÜ’de adrese teslim kadro mu?”, “ÇOMÜ’de kadrolara müdahale mi?” gibi haber başlıkları Çanakkale’de son yıllarda bir hayli fazla görüldü. Sayıştay raporunda da bu haberleri destekler ifadeler yer aldı.
Sayıştay raporunda “”Göreve yükselme sınavına girmeden fakülte veya yüksekokul sekreterlerinin müdürlük kadrolarına atanması başlığı” ile “Eşitlik, liyakat ve kariyer ilkeleri çerçevesinde atama yapılması gereken şube müdürlüğü kadrolarına, bu ilkeler gözetilmeksizin ve mevzuatında belirlenen şartlar dikkate alınmaksızın atamalar gerçekleştirildiği görüşmüştür” ifadesini kullandı.
Son zamanlarda Türkiye’de en çok kullanılan iki kelime eşitsizlik ve liyakatsizlik olabilir. Yükseklisansa girecek öğrencinin ecel terleri döktüğü bilim sınavları, İngilizcenin su gibi aktığı YDS sınavları, 4 yıl okunan okullarda alınan yüksek ortalamalar daha sonrasında ise “Şartlar dikkate alınmaksızın atamalar!”
Aylardır gündeme getiriyoruz. Sosyal Devletlerde barınma, beslenme sorunu olmamalıdır. Olamaz diyoruz. Geçtiğimiz gün 80 yaşın üzerinde bir hanımefendi “Çok üzgünüm, canım lahana çekiyor alamıyorum” röportajı verdi. Geçtiğimiz gün tanıştığımız vatandaşımız Çanakkale’de 69 yaşındayım, eşim vefat etti, çocuğuma bakıyorum, ev bulamıyorum dedi. Devlet kurumlarına gittim ve verilen yardımlar iki boğazı doyurmaya, barınmaya yetmiyor siteminde bulundu.
TÜİK enflasyonu yüzde 80’lerde, ENAG enflasyonu yüzde 180’lerde açıklamaya devam ediyor. Araştırma diyoruz, atamalar devam ediyor. Eşitlik diyoruz, sınavsız geçişler sürüyor. Gerçeklik algısının değiştiği göz önüne alındığında neyin ne olduğu, hangisinin doğru olduğu ise kamunun vicdanına kalıyor.
Geçtiğimiz gün kamu kurumlarında çalıştıkları belirtilen şahısların saldırıları gazetelerde yer aldı. İstek parçayı bilmediğini söyleyen sanatçı katledildi. Haluk Levent tarafından saldırganların kimlikleri açıklandı ve kamuda üst düzey görevli oldukları müfettiş oldukları, mühendis oldukları belirtildi.
Kamuda yapılacak olan en ufak bir işlemde dahi adli sicil kaydı, ikametgah, kimlik fotokopisi istenirken, milyonlarca genç KPSS’ye girip o sınav iptal olduktan sonra bir kez daha girip atama beklerken neler oluyor neler… Atanamadığı için intihar eden öğretmenler, asgari ücretle çalışan avukatlar, mühendisler daha neler neler…
Bir yanda atanamadığı için gençler canına kıyarken, diğer yanda Sayıştay raporunda da yer aldığı gibi “Eşitlik, liyakat ve kariyer ilkeleri çerçevesinde atama yapılması gereken şube müdürlüğü kadrolarına, bu ilkeler gözetilmeksizin ve mevzuatında belirlenen şartlar dikkate alınmaksızın atamalar gerçekleştirildiği görülmüştür” ifadeleri.
Bize sunulan çözüm önerisi “Baktın tuttun elinde kaldı tutmayacaksın” olurken, hayata tutunmaya çalışan milyonlarca yurttaş, vatan evladı, vatandaş, arkadaş, kardeş, dost, akraba “Almanya bizi kıskanmıyor” demeye bile halim kalmadı diyor!