Hafta sonu yaklaşık olarak 18 milyon öğrenci yaz tatiline girdi.
Liseyi bitiren öğrencilerin son sınıfları, üniversite sınavında ter dökerken minikleri de tatil heyecanı sardı.
Peki, bu yaz için öğrenciler, aileleriyle birlikte gerçekten tatil moduna girebilecekler mi?
Malum geçtiğimiz yıl Covit 19 belasından ve endişesinden dolayı öğrenciler başka olmak üzere insanlarımız tam anlamıyla rahat bir tatil moduna girememişti.
Korkarım ki bu yıl da ekonomik şartlar nedeniyle aileler geçtiğimiz yılı yeniden yaşar duruma gelecek.
Ailelerin bu ekonomik şartlar yüzünden istedikleri gibi tatil yapamayacağını, tahmin ediyorum.
Biz büyükler, her bayram öncesi ya da sonrası kendi aramızda konuşurken hep “Ah nerede o eski bayramlar” diye söze başlıyoruz.
Korkarım şimdi de artık bu dillere pelesenk olmuş deyimi çocuklarımız değiştirip kendi aralarında söze başlayacaklar.
“Ah nerede o eski tatiller” diyerek.
Evet, eskiden tatillerde bizler, mutlaka ailemizin köy bağlantısı olur ve yaz tatillerinde köylere giderdik.
Ne güzel, içten ve doğal yaşadığımız günlerdi o zamanlar.
Akıllı telefonlar yoktu.
Her evin önünde milyon gideri olan araçlar da yoktu.
Kasabalara kadar yayılan, herkesi tutsak eden AVM ve üç harfli tüketimi körükleyen alış-veriş merkezleri de yoktu.
Sokağa çıkar, açlığımızı, yorgunluğumuzu unuturcasına mahalle arkadaşlarımızla oyun oynardık.
Akşam karanlığı çöker, eve gelir dedemiz, ya da ninemizin verdiği kuru ekmeğin tadı hemencecik uykumuzu getirirdi.
Evin bir köşesinde yer minderinin üstünde deliksiz uyuyakalmamıza neden olurdu.
Daha neler neler yazabilirim, o günlere, eski yaz tatilleri için.
Peki, şimdi önce kendimize, sonra da çevremize ve çocuklarımıza bir soralım.
Gerçekten yaz tatilinin anlamı nedir diye.