“…….
Bir tek söz kalır dişlerimin arasında
Ben sana gülüm derim gülün ömrü uzamaya başlar
Verdiğim bütün sözler sende kalsın isterim
Ben sana gülüm derim
Gül sana bezmediği için ölümsüz
Yazdığım bütün şiirler sana başlayan bir kitap için önsöz.”
Yılmaz Erdoğan’ın en sevdiğim şiirinin en sevdiğim mısralarıyla başlamak isterim yazıya. Yıllardır bir kenarda unuttuğum zamanın akışına mühürlediğim bu dizeler neden bugün geldi aklıma bilmem ama bir daha bir daha okuyalım derim.
Ben sana gülüm demem gülün ömrü az olur sözüyle büyümüş,bugünlere gelmiş tüm karasevdaların inanışlarını yerle bir eden biri çıkıyor karşımıza. Ve diyor ki olur mu yaa! ben sana gülüm derim gülün ömrü o zaman uzamaya başlar. Bağıra bağıra gülüm de diyor. Nasılsa her güzellik sana benzer. Gül sana benzediği için ölümsüz. İnsanın aşk lügatini çatır çatır yakan bir idrak. Hani dönemin hükümdarı demiş ya “bulun bana şu Mecnunu çöllere salan Leyla’yı hele bakalım nasılmış” . Ardından getirilen Leyla’ya bakıp “bu mu güzel “dediğin de Leyla’nın “ sen bir de Mecnunun gözünden bak “dediği nokta işte bu idrak. İşte Mecnun Leylasına nasıl gülüm diyorsa âlemin tüm güzelliği onda tecelli ediyor. Sen ne dersen de, sen nasıl görürsen gör Leyla ilahi aşkın sırrını zerre zerre üstünde taşımış ki sevdiğini çöllere vurmuş. Yanında bile kavuşamamanın, dizine yatıp hasret çekmenin meali AŞK. Ayn Şın Kaf… Bu üç harfin sırrını erersen dünyanın tüm güzellikleri sen olur, tüm âlem de sen.
Oysa hergün peynir ekmek gibi tükettiğimiz AŞKIN o 3 harften imtina edeceği nice şey var. Bilsek, anlasak destursuz girer miyiz her kalbe. Alır mıyız her kalbin kapısını vuranı içeri ya da sadece bedenlerin yan yana olması gereken bir durum sanır mıyız mevzuyu. “Senin sayende ben varım aşkım “ deriz en sevdiğimize. Saye kelimesi “gölge” demektir ya aslında. Yani biz deriz ki “senin gölgende varım. “ böyle söyleyince nefsi incinen ne çok kişi oldu değil mi şu an. O kim ki onun gölgesinde kalayım dersin. Ama asıl mesele gölgesinde mutluyum diyorsan Mecnun olursun arkadaş. O zaman herkes şaşkın şaşkın bakar Leylanın yüzüne. O şıp sevdi sakızlarının yazılarındaki gibi yaşamak en kolayıdır aşkı. Aşk birlikte şunu yapabilmektir bunu yapabilmektir der her ticari kaygının altında. Sen de onu aşk sanırsın işte. Ama asıl aşk Yılmaz Erdoğan’ın şiirinin son kısmında gizlidir benim eğri idrakımda.
Sana bakmak bir beyaz kâğıda bakmaktır
Her şey olmaya hazır
Sana bakmak suya bakmaktır
Gördüğün suretten utanmak
Sana bakmak
Bütün rastlantıları reddedip bir mucizeyi anlamaktır
Sana bakmak
Allaha İnanmaktır.