İnsanın kendine kendi hakkında bir şeyler yazmaya çalışması hayatta hiç olmadığın kadar dürüst olman gereken satırlarla dolu olmalı. Çünkü bu hayat gettosunda insan önce kendinin dolandırır ve en ağır yalanı kendine söyler. Biz bunu çocuk yaşlarda öğreniriz zira. Çevrenin, insanların, büyüklerin, küçüklerin isteğine göre hareket etmek bize yürümeyi, okumayı öğretir gibi öğretilir kanırta kanırta. Çocuk aklınla dersin ki önce etrafımdakiler mutlu olmalı. Bunu kodlayan egon ömrünü bu uğurda yaşamak için seferber eder. Sonra kırık bir özgüvenle büyürsün. Normali bu sanırsın. Herkes seni sevsin herkes seninle ilgilensin istersin. Yeter ki onlar mutlu olsunculuk oynarsın uzun süre. Özgürlüğün sadece kitaplarda yazılan filmlerde izlenen ütopik bir duygu olduğunu sanırsın. Ve bir gün çevrende özgürce her istediğini söyleyen, istemediği hiçbir şeyi zorla yapmayan nice insanlar olduğunu görürsün. O zaman dersin ki bu işte bir iş var. Hani önce karşı taraf mutlu olmalıydı. Bu idrak benim kırk yılımı aldı. Belki ömrümün yarısı evet belki bir bu kadar daha ömrüm yok. Ama bir de şöyle düşün ya fark etmeseydim.
…
Yazının Devamı Yarın…