Dijital bilgilerin depolandığı sanal dünyaya evden ve telefonlarımızdan sıklıkla giriyoruz. İnternet erişimi olan her birey günlük 7-8 saatini ekranlara bakarak geçiriyor. Haberlerle başlayan günlük rutinlerimiz, oradan sosyal medyalara bir göz atmaya ve rahatlamak için video veya müzik izlemeyle devam ediyor. Bizim için yararlı olduğunu düşündüğümüz bu faaliyetler eğer uykumuzdan, yemek saatlerimizden ve gerçek hayattaki iletişimlerimizden bizi alıkoyuyorsa orada bir sorun var demektir. Bu sorunları yaşayanlar ve internet saatlerini kısıtlayamayanlar için “dijital obez” tanımı çıkarılmış. Aynı yaşamımızı sürdürmek için yemek yemeyi durduramayıp aşırıya kaçınca oluşan vücudumuzun şişmanlaması gibi dijital dünyanın verilerine göre hareket etme ve düşünmek, beynimiz için bir bilgi obezitesine dönüşüyor. Burada akademik çalışmalar için yapılan bilgi araştırmalarını ayrı tutmak lazım.
Bildik sosyal medya uygulamalarının her birinde olanları merak ediyor, bazılarını izlemeyi görev ediniyorsak ve her yazılana bir cevap vermek istiyorsak ve bu alışkanlığı sigara tiryakileri gibi birkaç gün bırakamıyorsak dijital obez olmaya başlamışız demektir. İşin ilginç yanı bu sosyal medya platformlarının merkezlerinin, içerik üretmek için hiçbir katkıları yok. Tüm takip ettiğimiz girdileri bizim gibi kişiler ve biz üretiyoruz. Mahallenin dedikoducuları gibi laf üretmemiz için sanal bir sokak yapmışlar, gelen herkesi laf üretsin diye içine çekiyorlar. Dozunu iyi ayarlamak kaydıyla bu ortamları kendi yararımıza kullanmak hepimiz için en faydalı davranış olacaktır.
…
Devamı Yarın…