Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

“Çünkü; Gezi Halktır, Yargılanamaz”

Gezi davası karar duruşması

Gezi davası karar duruşması İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkemede Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilirken diğer sanıklara 18’er yıl hapis cezası verildi. Yaşanan gelişmelerin üzerine 1 Mayıs Komitesi, STK’lar ve vatandaşlar İskele Meydanı’nda toplanarak bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında “Gezi Direnişinin parçası olan arkadaşlarımız dün, uydurma deliller ve asılsız suçlamalarla yargılandıkları dava sonucunda hapis cezasına mahkûm edilerek tutuklandılar.” ifadeleri kullanıldı.

2013 gezi olaylarını finanse ettiği iddiasıyla davası görülen Osman Kavala ve beraberindeki sanıklar geçtiğimiz gün duruşmada alınan karar ile hapis cezasına çarptırıldı. Osman Kavala ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alırken beraberindekiler 18’er yıl hapis cezası aldı. Bu gelişmeler üzerine 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı sebebiyle basın açıklaması yapmak üzere toplanan 1 Mayıs Tertip Komitesi Gezi davası ile ilgili basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasını komite adına Dr. Güleda Erensoy gerçekleştirdi.

Yapılan basın açıklaması şöyle: Bugün 1 Mayıs duyurumuz için buradayız ancak dün akşam saatlerinde hepimiz için çok önemli bir dava sonuçlandı, Gezi davası. Karara şerh koyan mahkeme heyetindeki hakimin kendi ifadesiyle ‘dinlemeler hukuksuz, dosyada delil yok’. Yani net olarak söylemek gerekirse adeta adaletin en kara gününü yaşıyoruz! Ülke tarihimizin en görkemli, en yaratıcı, en gurur verici halk hareketi olan Gezi Direnişinin parçası olan arkadaşlarımız dün, uydurma deliller ve asılsız suçlamalarla yargılandıkları dava sonucunda hapis cezasına mahkum edilerek tutuklandılar. Bu kararın hukukla ve adaletle açıklanabilir hiçbir yanı bulunmamaktadır. Gezi Davası en başından itibaren siyasi iktidarın politik ihtiyaçları uyarınca dizayn edilmiş, kararı da iktidarın istediği biçimde verilmiştir. İktidar dayatmasıyla, kurgu iddianamelere dayanarak verilen bu mahkeme kararı Gezi’nin tertemiz direnişini lekeleyemez. Bu kararı kabul etmiyoruz! Gezi Direnişinin arkasında dimdik durduğumuz gibi, Gezi Davasında yargılanan ve ceza alan arkadaşlarımızın da yanında dimdik durmaya devam edeceğiz. Gezi neydi, bir kez daha hatırlatmak istiyorum. 2013 yılında, bugünlerin de öngörüsüyle Türkiye’nin gidişatından rahatsız olan milyonların, Gezi Parkı’nda simgeleşen kamusal alanlara, kamusal varlıklara sahip çıkışı, yaşam tarzına müdahaleye izin vermeyişi ve yurttaşlık bilinciyle katılımcı bir demokrasi için ses çıkarmasıydı. Milyonlar diyoruz, gezi davasında yargılanan ve 18 yıldan ağırlaştırılmış müebbet hapse kadar ceza alan 8 kişi işte bu devasa kendiliğinden gelişen toplumsal hareketin sadece bir parçasıydılar. Tıpkı, onurumuz dediğimiz bu toplumsal hareketin bizim de bir parçası olmamız gibi. Ama bilinmelidir ki; halkı hedef alan, toplumsal muhalefeti sindirmeye yönelik bu karar, gelecekte hem iktidar sahiplerinin hem de bu kararın altında imzası bulunanların üzerinde bir utanç vesikası olarak kalacaktır.

 “Çünkü gezi halktır, yargılanamaz”

Gezi’den, o görkemli haziran günlerinden öğrendiğimiz en büyük ders, birbirimizin elinden tutmanın, birbirimize sahip çıkmanın bizi ne kadar güçlü kıldığıydı. Bundan sonra da birbirimize sahip çıkmaya, arkadaşlarımızı, ağaçlarımızı, ormanlarımızı, şehirlerimizi korumaya devam edeceğiz.

“Çünkü gezi biziz… Gezi hepimiziz…”

Gezi davası kararı, iktidarın tam da seçim öncesinde toplumsal muhalefete çaresizlik, yılgınlık, korku yayma ve toplumsal muhalefeti sindirme operasyonunun bir parçasıdır. İktidarın ‘gezi ruhuna’ yaptığı güç gösterisi tüm umutlarımızı yok etmeye ve hareket etme kabiliyetimizi dondurmaya yöneliktir. İktidarın bu iğrenç zulüm gösterisine karşı inadımızı, direncimizi, dayanışmamızı kuşanmak zorundayız. İşte tam da bunun için, bir arada ve dimdik, çaresizliğe ve yılgınlığa asla izin vermeyerek, ’gidecekler ve hesap soracağız’ diyerek 1 Mayıs’ta sokaklarda, meydanlarda olmalıyız. 1 Mayıs bu iktidarın zulüm gösterisine karşı bizim kararlı duruşumuzun, ülkemize sahip çıkışımızın, eşit ve özgür yurttaşlarla dolu bir memleket yaratma irademizin resmi olsun. Yoksullukla, baskılarla, hoyratlıkla ve acımasızlıkla bizi terbiye etmeye çalışanlara cevabımız 1 Mayıs meydanları olsun!”

Nedim Bayhan

Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech