Bir Boks maçında, Coni, durmadan dayak yiyiyor. Ağzı burnu kan içinde. Tam Nakavt olacakken, imdadına Gong sesi yetişiyor. Molada, antrenörü,”Çok iyi gidiyorsun. Adamı perişan ettin. Aynen devam et koçum” ,dedikten sonra ringe gönderiyor. Bu iş, birkaç raund böyle devam ediyor. Bizim Coni, dayağı yiyip, köşeye geliyor. Antrenör hep aynı sözleri söylüyor. En sonunda dayanamayan Coni,”Hocam. Ben adamı dövüp, perişan ediyorsam. Peki beni kim dövüyor? ”Haklı değil mi? Piyasa Cehennem gibi. Zam üstüne zam yapılıyor. Vatandaş isyanlarda. Hükümetten çare bekliyor.
Erbakan rahmetlinin dediği gibi, Pansuman tedbirler çare olmuyor. Hep diyoruz ya. Kelle alacaksınız. Bakınız. Antalyalı bir üreteci neler söylüyor.” 5 liraya sattığımız ürün, nasıl oluyor da,40-50 liraya satılıyor? İstanbul Antalya arası nakliye ücreti 12 bin liradır.5 bin liralık yakıt tüketir. Bir Kamyon 16 ton biber taşıyor. Nakliye ve akaryakıt masrafı kilo başı 75 kuruştur. Antalya’da, Serada biber 5 liradır. Nakliye ile 5.75 kuruştur. İstanbul’daki biberin satış fiyatı, nasıl oluyor da, 40-50 lira oluyor. Peki, bu aradaki parayı kim iç ediyor?”Biz de, yukarıda anlatğımız Boksör gibi, diyoruz ki,”Allah aşkına. Bizi kim dövüyor?” Sahi bizi kim söğüşlüyor?
Azıcık ucundan
Temel askere gidecekmiş, çok sevdiği kedisini arkadaşı Dursun’a emanet ederken demiş ki: – Bu kediye iyi bak, ben askerdeyken bir şey olursa, bana mektup yaz. Temel bir aylık asker olunca, Dursun’dan mektup gelmiş, “Temel, kedin dama çıktı, damdan ayağı kaydı, düştü ve öldü.” yazıyormuş.
Çok üzülen Temel de, “Ula Dursun, insan alıştıra, alıştıra söyler da!.. Bir daha böyle bir şey olursa alıştıra alıştıra yaz.” diye cevap yazmış. Bir Ay sonra Dursun’dan yine mektup gelmiş. Temel mektubu sevinçle açmış ve okuyunca şok olmuş. Gelen mektupta, “Temel, anan dama çıktı!..” yazıyormuş. Sağlıcakla kalınız.