Hangisi Zor?

Ticaret mi? Kulüp yöneticiliği mi? Kulüp dediğimize bakmayın. Sportif faaliyetlerden bahsediyoruz. İş Dünyasında çok başarılı olabilirsiniz. Babadan, atadan gelen, hazır işinizi daha yükseklere çıkarma kabiliyetiniz de vardır.        Amma velâkin. Hep söylüyoruz. Futbol apayrı bir şey. Her ne kadar mektebi var deseler de, mektebi yoktur. Yaşayarak öğrenilir. Soyunma odasının o viks kokan havasını teneffüs etmeden. Deve dişi gibi hocalarla çalışmadan. Dünyanın her yerinde on binlerce seyircinin önün çıkmadan pişemezsiniz. Dediklerimiz tabi ki hocalar ve yöneticiler içindir. Uzun bir giriş yaptık sanırız. Ali Koç geldiğinden beri, Fenerbahçe şamar oğlanına dönmüştü. Aykut Kocaman gibi Fenerbahçe evladını, hemen kapı dışarı etmiş. Takımı sil baştan yapmaya kalkıştı. Sonu hüsran oldu. 4 sene içinde, tek olumlu işi, İsmail Kartalı göreve getirmesi oldu. Kartal işine baktı. Hoca arayışlarını takmadı. Başarılı oldu. Çok zor bir durum.4-5 aylığına takımın başına geçmişsiniz. Emanetçi gibi. Başarılı da olmuşsunuz. Ancak, yönetim hala arayış içinde. Ayıp yahu. Derhal arayışı bırakın. İsmail Kartal ile en az iki yıllık mukavele imzalayın. Başkanlık süresince yaptığınız tek doğrunun arkasında durun. Ya da, şirketinizin başına dönün. Ülkemize döviz kazandırın.

Azıcık ucundan

Bunalıma giren bir rahip, bir ruh doktoruna gitmiş. Rahibi sabırla dinleyen ruh doktoru, demiş ki: – Bir doktor olarak sana şunları öneriyorum; birkaç gün için, üzerinden bu elbiseleri çıkar, alelade insanlar gibi giyin, büyük şehre git, keyfince yaşa. Doktorun tavsiyelerine uyan rahip, uçağa atladığı gibi Londra’ya gitmiş. Orada gününü gün eden rahip, güzel yemekler yemiş, güzel filmler, müzikaller izlemiş ve bir gece bir üstsüzler barına uğramış. Boş bir masaya oturan rahibin yanına bikinisinin sadece altını giymiş olan harika bir sarışın gelmiş ve sormuş: – Ne içersiniz muhterem peder?
Panikleyen rahip, telâşla sormuş: – Rahip olduğumu nerden anladınız? Harika sarışın garson kız eliyle sus işareti yapmış, sağı solu kontrol ettikten sonra, rahibin kulağına eğilip şöyle demiş: – Sakin ol, aman kimseye çaktırma; ben Rahibe Terasa. Benim doktorum da aynı! Sağlıcakla kalınız. Sağlıcakla kalınız.