5 Nisan Avukatlar Günü’nde, Cumhuriyet Meydanı’nda, Çanakkale Barosu tarafından tören düzenlendi. Çelenk sunumunun gerçekleştiği törende, Baro Başkanı Av. Soner Aydın, hukukçuların yaşadığı sorunları A’dan Z’ye özetledi. Av. Aydın, yapmış olduğu sitemkar açıklamasında, “Koridorların giriş kapıları biz avukatlara kapatıldı. Bu avukatların adliyede istenmemesi demektir. Dimdik ayaktayız, bir aradayız” dedi. Öte yandan dikkat çeken açıklamada Av. Aydın, “Cübbelerimizin önüne düğme dikmemiz mümkün değildir” dedi.
Çanakkale Barosu, Avukatlar Haftası dolayısıyla, hafta boyunca birbirinden farklı birçok etkinliğin altına imza attı. 5 Nisan Avukatlar Günü’nde ise Cumhuriyet Meydanı’nda, saatler 10.00’u gösterdiğinde tören gerçekleşti. Gerçekleşen törende Çanakkale Barosu çelengi Atatürk büstüne sunulurken, Baro Başkanı Av. Soner Aydın tarafından günün anlam ve önemine binaen konuşmada bulundu.
“Yargı güçlü ise devlet güçlüdür”
5 Nisan Avukatlar Günü dolayısıyla, Çanakkale Barosu Başkanı Av. Soner Aydın, tepkili bir açıklamada bulundu. Av. Aydın tarafından yapılan açıklamada, “Avukatların çok güçlü olması lazım. Çünkü avukat güçlüyse yargı güçlüdür ve yargı güçlü ise devlet güçlüdür. Ve devletin temeli adalettir.
“Bilmeyenler ya da bilip te görmezden gelenler oldu”
Ancak bugüne kadar bu gerçekler hep görmezden gelindi, mesleğimize karşı farklı kurum ve kuruluşlar tarafından çok çeşitli engeller çıkarılmaya, işimiz zorlaştırılmaya çalışıldı. Mesleğimizin niteliğini bilmeksizin hatta bir takım önyargılarla bizi adeta savunmasını üstlendiğimiz kişilerle suç ortağı gibi görenler oldu. Bizim yargı diyalektiği içinde eşit kurucu unsur olduğumuzu bilmeyenler ya da bilip te görmezden gelenler oldu.
Ama galiba bizi daha fazla yaralayan yargıda diğer eşit kurucu ortaklarımız olan hakim-savcılar tarafından yargıdan dışlanmaya çalışılmamız olmaktadır.
“Koridorların giriş kapıları biz avukatlara kapatıldı”
Nitekim, 17 Şubat 2022 tarihinde, bizlere hiç bir bilgi ve haber verilmeksizin, görüşümüz alınmaksızın Çanakkale Merkez Adliyemizde, hakim-savcı odalarının bulunduğu koridorların giriş kapıları biz avukatlara kapatıldı.
“Hakim ve savcıların bunu bilmiyor olmaları düşünülemez”
Vatandaşa avukatın gerçek hukuki statüsünü anlatamamış olabiliriz. Ancak aynı fakülte sıralarından aynı eğitimi alarak mezun olduğumuz meslektaşlarımız olan hakim ve savcıların bunu bilmiyor olmaları düşünülemez. Avukatın sözde değil, etkin biçimde katılmadığı ya da kabul görmediği bir yargılamanın adil ve gerçek bir yargılama olmayacağını bilmemeleri ve içselleştirmemeleri mümkün müdür? Yargıya güvenin, tarafsız yargının olmazsa olmaz unsuru olduğumuzu en doğru haliyle hakim ve savcıların benimsemiş olmaları beklenmez mi?
“Bu avukatın adliyede istenmemesi demektir”
Bu uygulamayı kabul etmemiz, elbette söz konusu bile olamaz. Uygulama en başta adalete erişimi zorlaştırması bakımından doğru değildir. Bizler kutsal savunma hakkını temsilen, adaletin tecellisi için kamu hizmeti niteliğinde görev yapıyoruz. Dolayısıyla avukatın doğrudan yargının diğer unsurlarına ulaşması engelleniyorsa, kısıtlanıyorsa, bu, avukatın temsil ettiği insan unsurunun adliyede istememesi demektir.
Bakınız, henüz üç hafta önce Bursa’da hakim Çiğdem Bayrakçeken, tam da bu olumsuz iklim sebebiyle, üstelik te lojmanının tam karşısındaki parkta hayatına son verdi. Ve değerli hukukçular, o parkın adı neydi biliyor musunuz? “Yargı Parkı”
Onun için herkesin şapkasını önüne koyması ve bu hatalı kapı uygulamasından bir an evvel dönülmesi için amasız-fakatsız harekete geçmesi zorunludur.
Aksi halde, yargıya güven endeksinde, 138 ülke arasında 117. sıralara düşme ayıbından kurtulmamız mümkün olamaz.
Avukatlar, her türlü engele rağmen, hak arama adına yılmaksızın ve sürekli mücadele edenlerin mesleğidir. Bu nedenle bizlerin, bu tür oldu bittileri içimize sindirmemiz, kabul etmemiz, özetle cübbelerimizin önüne düğme dikmemiz mümkün değildir.
“Dimdik ayaktayız, bir aradayız”
Bu kadar olumsuzluk içerisinde, tüm kadir bilmezliklere, görmezden gelmelere rağmen bizler yine de dimdik ayaktayız, bir aradayız. Ve biz avukatlar, bu özel günümüzde mesleğimiz adına, cumhuriyet değerleri adına, demokrasi adına, ihsan hak ve özgürlükleri adına sonuna kadar mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha haykırıyoruz” ifadeleri yer aldı.
Tunahan Ünsal