Ne oldi şimdi?

Tahkim Kurulu, TFF tarafından, görevine son verilen, hakem ve gözlemciler hakkındaki kararı iptal etti… Göreve dönmelerine hükmetti. Böylece, bu Federasyonun yetersiz olduğu ve akıl almaz işler yaptığı ortaya çıktı. Baştan beri söylüyoruz. Böyle federasyon olmaz. Zaten yavaş yavaş istifa etmeye başladılar. Peki, şimdi ne olacak? Hakem ve gözlemciler görev alacak mı? Yönetmelik gereği, bir sezonda en az üç müsabakada görev verme mecburiyeti var. Zaten bu arkadaşlar da, bu sayıdan fazla görev yapmışlar. Bu durumda görev vermeyecekler. Peki çoğu profesyonel olan hakemlerin maaşları ne olacak? Tabi ki ödenecek. İster maç verin, ister vermeyin. Bu durumda federasyonu zarar uğratmıyor musunuz? Anlayacağınız, iki ucu moklu değnek. Cüneyt Çakıra, Avrupa’dan teklif gelmiş. Gel burada maç yönet diye. Olur mu olmaz mı? Bilemeyiz. Ancak, bildiğimiz bir şey var. UEFA Cüneyt Çakıra, Avrupa’da görev verebilir. FİFA, Dünya Kupasında görev verebilir. Bu durumda, federasyon yine Ofsayda düşecektir. Bir ki kelam da Fenebahçe’ye söyleyelim. Ozan Tufanı, devre arasında büyük transfer diye aldınız. Şimdi de kadro dışı bıraktınız. Hadi onu geçtik. Fenerbahçeye büyük katkı sağlayan Mesut Özili neden kadro dışı bıraktınız? Sizi gidi beceriksizler. Kadro dışı kalması gereken birileri varsa, Ali Koç ve yönetimidir.

Gülmece

Devekuşu, bir aslanın geldiğini görünce, çok korkmuş ve hemen kafasını kuma gömmüş. Karnı tok olan aslan, konuşacak arkadaş arıyormuş; devekuşunun yanına gelmiş, çevresinde bir iki tur attıktan sonra arkasında durmuş ve pençesiyle devekuşunun ayağına şöyle bir dokunduktan sonra, seslenmiş: – Arkadaş, bakar mısın? Biraz sohbet edelim, canım sıkılıyor yahu. Aslan sözünü bitirir bitirmez, burnunun üstüne yediği tekme ile sırtüstü yere yığılmış. Devekuşu şaşkın bir halde “Ne oldu, kime vurdum?” diyerek kafasını kumdan çıkarmış. Bakmış ki; aslan boylu boyunca yerde yatıyor. Aslanın öldüğünü sanan devekuşu, çevrede ne kadar devekuşu varsa, toplayıp getirmiş, başlamış palavra atmaya: – Aslan gelip bana sataştı, ben de, “Bak aslan, git yoluna, sonra canını fena yakarım!” dedim. Aslan hakaret etti, beni iteledi. Ben de, aslanı ayağımın altına aldım; çiğnedim, çiğnedim, yerlerde sürükledim! Diğerleri de devekuşuna katılmışlar, başlamışlar atıp tutmaya: – Biz olsaydık şöyle yapardık, böyle yapardık… Baygın aslan, kendine gelince bakmış ki; herkes atıp tutuyormuş. Bu duruma sinirlenen aslan, bir kükremiş; yer gök inlemiş. Bütün devekuşları kafalarını kuma sokmuş. Orada kendine bir arkadaş bulamayan aslan, daha fazla eğlenmemiş ve başka arkadaşlar aramaya gitmiş. Bizim Federasyon da, Devekuşu gibi başını Kum’a sokmuş. Sağlıcakla kalınız.