Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Göç mevsimi

İlkbahar yaklaşırken gözüm hep

İlkbahar yaklaşırken gözüm hep ufuklarda beliren ve kuzeye doğru giden kuş sürülerinde. Milyonlarca kuş üzerimizden, yazı geçirecekleri yuvalarına tek tek dağılmak üzere göçüp gidiyorlar. Onları izlemek ayrı bir mutluluk veriyor. Sanki kıtalar hareket ediyor, tâbii sadece gökyüzünde. Ülkemiz birçok kuşun göç yolunda. En etkileyici olanları ise leylekler. Bu sene kış biraz uzadı ve kar yağışı iç bölgelerde yoğundu. Leylekler doğal saatleri, ne emrediyorsa onu yapıp tüm zorluklara rağmen mevzilerine gidiyorlar. Haberlerde büyük leylek sürülerinin 1-2 metre karla kaplı alanlara indiğini gördük. Bazı kentlerde belediyeler, onları beslemek için balık getirip, zor zamanlarında bu büyük sürülere göçlerini sağlıklı sürdürmeleri için yardımcı oldular.

Geçen sene ilgimi çeken Yaren leylek, Bursa Karacabey’deki yuvasına döndü. Yaren’i ilgi çekici kılan, balıkçı Adem Yılmaz ile olan kayıktan balık yeme alışkanlığı. Onlar 11 senedir Karacabey Eskikaraağaç sahilinde buluşuyorlar. Geçen sene yumurtalarından çıkan 5 leylekten birisine uzaktan göç yollarını takip edebilen bir cihaz takıldı. Böylece uçmaya başlayıp kış aylarında sıcak bölgelere gidebildiğinde onu takip etme imkanı oldu. Ben düşünürdüm ki kuşlar aileleri ile birlikte göçüyor. Ama öyle değilmiş, bu küçük yavru aldı başını 10.000 Km uzakta orta Afrika ekvator çizgisine gitti. Sıcaklık iyi gelmiş olmalı ki ailesi yuvaya geri gelmiş olmasına rağmen o hâlâ aylardır yaşadığı Afrika’yı terk etmedi. Fikir değiştirip göç ederse nereye gideceği ve nereyi artık kendisine yuva yapacağı, izleyicileri için şimdilik merak konusu.

Bazı kuşlar göç ediyor ama bazıları yuvalarına çok bağlıdırlar.Benim abim taklacı güvercin besler. Bu kuşlar yuvalarına çok bağlıdırlar. Kilometrelerce uzağa giderler ama  yorulunca geri gelirler. Taklalarını da öyle rastgele atmazlar. Önce kanat açmak için uzun süre uçarlar. Yuvalarını hedef alarak kamikaze gibi yuvalarına dalarlar. Birkaç metre kala yere çarpmamak için takla atarak yönlerini  yukarıya çevirirler. Güçlü bir güvercin defalarca takla atarak yine gök yüzüne çıkar. Bunu yorulup güçsüz kalana kadar defalarca yaparlar.  Abim bazı güvercinlerini isteyenlere verirdi ama güvercinler aylar sonra yuvaya geri dönebiliyorlardı. Bu sadakat insanı çok etkiliyor. Bir güvercini tahminen 500 Km uzaktan geri gelmişti. Biz daha şaşkınlığımız yaşarken bu güvercin susuzluğunu giderip, yuvada ilk gördüğü dişi güvercine kur yapmaya başlamaz mı? Yüzümüze yansıyan tebessümü hiç unutmuyorum.

Bir de savaşlar yüzünden çevremizde olan zorunlu mülteci göçleri var ki insanlık için utanç verici. Önce Afganistan sonra Suriye ve şimdi Ukrayna halkından milyonlarca suçsuz insan göç yollarına koyuldu. Bu savaşların politik veya direkt içinde olan iki emperyalist güç hep aynı. Sözde birbirleriyle düşmanlar ama daha hiç karşılıklı savaşmadılar. Galiba birbirleriyle savaşmaya niyetleri yok. Amaçları geliştirdikleri silahları, yarattıkları gerilimden ürken devletlere satarak ticaretlerine bakmak. Kuşlar gibi özgür sınırların ve devletlerin yaşamımızı ve seyahat özgürlüğümüzü etkilemediği günler tüm insanlık için diliyorum.

Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech