Girdi maliyetlerinin her geçen gün artması ile üretmek artık zor zanaat olurken, üretici ise üretimden uzaklaşıyor. Türkiye’nin en bereketli ovalarından Kumkale ovasında üretici sebze üretmekten vazgeçti. Üreticiler, 10 sene önce köyden bin ton mal, 100 kamyon çıkarken, artık 5 kamyon çıkıyor dediler. Domates, pamuk, çeltik üretiminden vazgeçen üretici ise arazisini satmamak için direnir hale geldi. Çanakkale’de yıllardır üreten yurttaş, Tarım Orman Bakanlığına seslendi ve “Biz destek değil, hakkımız olanı istiyoruz” dedi.
Çanakkale’deki üreticiler ile röportaj gerçekleştirdik. Kumkale Ovası’nda yıllardan beri üretimde bulunan ve köyün geçmişi ile bugünkü durumunu karşılaştıran üretici, tarlasını, arazisini satmamak için direnir hale geldi. Köydeki yurttaş, iş imkanı için İstanbul’a giderken, İstanbul’dan ise köye akın başladı.
Araziler satılırken, Kumkale’de üretici sebze üretimini askıya aldı. Üretici, kendi derdini kendisi anlattı.
“Domates üretiminden vazgeçtim”
Üretici Erdal Erte, “Çok zorlanıyoruz. Geçen yıla göre bu sene kara kara düşünüyoruz. Ne yetiştirebileceğimizi düşünüyoruz. Maliyetler yüzde 300 arttı. Akaryakıtta üç katı giderlerimiz arttı. Elektrik giderleri arttı. Faturaları mı ödeyeceğiz? Ürün mü yetiştireceğiz? Şu anki ürün maliyetlerine bakarsanız, bizim ürün fiyatlarımız, giderlerimiz kadar artmadı.
Bu şekilde maliyetlerin altından kalkmak mümkün değil. Şu anda üretim sezonundan korkuyoruz. Ben yıllardır domates üretiyorum ancak domates üretiminden vazgeçtim. Domates üretimi yapmıyorum. Azalta azalta artık domates üretmeyi bitirdim. Geçen yıl 10 dönüm ektim satamadım. Kapya biber üretiyoruz, onu da üretmekten vazgeçtik. Kazandırmadı. Pamuk kazandırmadı. Bundan sonra sebze üretimi yapmayacağım” açıklamasında bulundu.
“Bu köyde yatırım yok”
Üretici Rıdvan Aydoğmuş, “Şu anda artık insanlar üretmeyi bırakma noktasında. Köyden, şehre gidip, köyü terk edip şoförlük yapmaya başlayan var. İstanbullular tarlalara talip oluyorlar. Bizim köylü üretemediği için İstanbul’a gidiyor, İstanbul’dan buraya geliyorlar. Köydeki en genç üretici bizleriz. Bizden daha genci çok azdır.
Bu köyde henüz yatırım da yok. Köyde çocuklar var ancak halı saha yok. Çocuk olmayan köylerde halı sahalar var. Ne yapacağımızı bilemiyoruz” ifadelerini kullandı.
“10 yıl önce bu köyden günde bin yon ürün çıkardı”
Üretici Mehmet Ali Yücel, “10 yıl önce bu köyden her gün bin ton ürün çıkardı. Diyarbakır’a, Trabzon’a ürünler buradan giderdi. Maalesef, artık bu rakamların çok uzağındayız. 80-100 kamyon ürün giderdi buradan. Ova aynı ova. Çalışan insan sayısı arttı. Çalışıyoruz biz, üretiyoruz ama karşılığını alamıyoruz.
“Tarım bu ovada biterse Türkiye’de biter”
İstanbullular furyası başladı. Tarım bu ovada biterse Türkiye’de biter. Bu halk mazotu, elektriği bulsun eve gelmez, sabaha kadar üretir. Bu köyde sabaha kadar insan dururdu. Tarım Bakanım ne yaptın? Avrupa’da birinciyiz. Dünyada üçüncüyüz. Sayın Bakanım bize ne oldu? Çeltiğin fiyatının buğdayın fiyatının üç katı olması lazım. Biz ikinci sınıf insan olduk yahu. Biz destek falan istemiyoruz, biz hakkımızı istiyoruz. Batmışız, hiçbir şeyden haberimiz yok. Aldığımız paralarla, borçları anca kapatıyoruz. Zorla bize arazimizi sattırmaya teşvik ediyorlar. Bir tane milletvekili gelsin, tarım krediye girsin ne olup, bittiğini görsün.
“Vekiller tabana insinler”
İyiye gitmiyoruz. Sorun bakalım. Köyleri gezin. Tüccarlar artık köyde üretim yapıyorlar. Şu kadarcık karnabahar 30 TL. Seneye olur 50 TL. Ben üretemezsem bu fiyatlar daha da artar. Vekiller tabana insinler. Ankara’da durmasınlar. Tefecilere gidiyoruz artık. Yazık, günah yahu. Bin dönüm yerim var benim. Gayrimenkullerim ipotekli.
Üretici Ceyhun Ürey, “90 TL’den aldığımız yem oldu 350 TL” ifadesini kullandı.
“Biz eve akşam ekmek götürmeye odaklandık”
Üretici Ali Altın, “Biz eve akşam ekmek götürmeye odaklandık. Destek yok. Üreticiye destek yok. Biz hakkımızı istiyoruz. Herkes eve ekmek götürmekte artık zorlanıyor” dedi.
Tunahan Ünsal