Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ekonomi

“Zeytinliklerimizin Ölüm Fermanı”

TMMOB İl Koordinasyon Kurulu adına Ziraat Mühendisleri Odası Çanakkale Şube Yönetim Kurulu ve İDA Dayanışma Derneği ortak bir basın açıklamasında bulundular. Zeytinlik alanların, madencilik faaliyetleri için kullanılabilmesinin önünün açılmasına, toplumun büyük kesiminden tepki gösterilmeye devam ediyor. Konuyla ilgili yapılan basın açıklamasında ise “Zeytin üretilen ekolojiden sökülen zeytin ağaçlarıyla tesis edilen bahçelerde sürdürülebilir tarımsal üretim yapılması mümkün değildir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı`nın doğayı ve tarım alanlarını yok edecek bu uygulaması kanuna aykırıdır ve Tarım ve Orman Bakanlığının bu duruma rıza göstermesi kabul edilemez” ifadeleri yer aldı.

Geçtiğimiz günlerde, Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik yürürlüğe girdi ve toplumun geniş bir kesiminden tepki gösterildi. Zeytinlik alanların madencilik faaliyetleri için kullanılabilmesinin önünün açılamasını sağlayan yönetmeliğe karşı basın açıklaması yapıldı.

Geçtiğimiz gün Ziraat Mühendisleri Odası Çanakkale Şubesi’nde gerçekleşen basın açıklamasına İDA Dayanışma Derneği de destek oldu.

“Sürdürülebilir tarımsal üretim yapılması mümkün değildir”

ZMO Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sarp Korkut Sümer tarafından okunan basın açıklamasında, “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 1 Mart 2022 tarihli Resmi Gazete‘de yayımladığı `Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik` yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.

Yönetmelik, ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetlerinin tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlara denk gelmesi ve faaliyetlerin başka alanlarda yürütülmesinin mümkün olmaması durumunda sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesislerin inşa edilmesine Bakanlıkça izin verilmesinin yolunu açmıştır. Söz konusu değişiklik üreticinin ve tarımsal üretim alanlarının korunmasını anayasal güvence altına alan 44, 45 ve 166. Maddelerine aykırıdır. Tüm ülke çapındaki zeytinliklerimizin ölüm fermanı niteliğinde olan bu yönetmelik gereği yapılabilecek Maden faaliyeti, yalnızca faaliyetin bulunduğu lokasyonu değil geniş ölçüde ekosistemi olumsuz etkileyecektir. Söz konusu düzenleme “kamu yararı” ile “üstün kamu yararı” ihlalini yeniden gündeme getirmektedir.

Zeytin üretiminin gerçekleştiği Akdeniz, Marmara ve Ege Bölgesi’nde tarımsal üretim alanları, arazi sınıflandırmasına uygun tarım arazileri limitlerinin üzerine çıkmıştır. Zeytin üretilen ekolojiden sökülen zeytin ağaçlarıyla tesis edilen bahçelerde sürdürülebilir tarımsal üretim yapılması mümkün değildir.

“Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bu duruma rıza göstermesi kabul edilemez”

3573 sayılı Kanunun 20’nci maddesinin ikinci fıkrasında Belediye sınırları dışındaki “Zeytincilik sahalarının daraltılmasına izin verilmemektedir. Bu alamlar içerisindeki zeytin sahasının taşınmasına ilişkin usul ve esaslar, Tarım ve Orman Bakanlığınca belirlenir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı`nın doğayı ve tarım alanlarını yok edecek bu uygulaması kanuna aykırıdır ve Tarım ve Orman Bakanlığının bu duruma rıza göstermesi kabul edilemez.

“Yangından mal kaçırma girişimi gibi görünmektedir”

Zeytincilik Yasası`nı değiştirmek ve zeytinliklerin katledilmesine yönelik olarak çok sayıda girişimlerde bulunuldu ancak teklif ya geri çekildi ya da Danıştay tarafından iptal edildi. Bu yönetmelik de öncekiler gibi iptal edilse de Akbelen Ormanı direnişinde olduğu gibi beş büyük şirketin kömürle çalışma arzusu, yangından mal kaçırma girişimi gibi görünmektedir. Tarım ve Orman Bakanı’nın bugün açıklama yapmadan görevden affını istemesi dikkatleri zeytinlik talanına çevirmektedir. Durumla ilgili acilen aksiyon alınması ve zeytin alanlarına müdahalelerin önüne hızla geçilmesi gerekmektedir.

“Açgözlü şirketlerin tükettiği bir ülke istemiyoruz”

Bugün ülkemizde egemen olan madencilik anlayışı, madenin bulunduğu tüm arazinin harap edildiği, geride ise tümüyle verimsizleştirilmiş ve kirletilmiş bir toprağın bırakıldığı bir anlayışla sürdürülmektedir. Bizler “madencilik” göz boyaması ve kandırmacasıyla açgözlü şirketlerin zeytinliklerimizi, ormanlarımızı, tarlalarımızı, köylerimizi, insanlarımızı yuttuğu, tükettiği bir ülke istemiyoruz” ifadeleri yer aldı.

Tunahan Ünsal

DİĞER VİDEOLAR

Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech