Hafta sonu gazetelerde ilginç bir haber okuduk. Hürriyetten Fulya Soybaş, Sabahtan Mevlüt Tezel aynı konuyu paylaşmışlardı. Sayın Fulya Soybaş ise, yazısına, çok ilginç bir başlık atmıştı; “Şakir’e Çay yok”. Ve anlatıyor: “Bir arkadaşım anlattı. Nişantaşı’nda bir kafenin işletmecisi her masaya, “masa işgal süresi 30 dakika, asgari tüketim 30 TL’dir” uyarısı bırakmıştı. Arkadaşımın paylaşımını görünce, aklıma Sinan Çetin’in Çiçek Abbas filmi geldi. Ne diyordu Çiçek Abbas: “Herkese benden çay. Şakir’e yok!” O hesap işte… 30 dakikadan fazla oturana, 30 liradan az harcayana da, bu kafe de çay kahve yok!” Haliyle konu tartışmaya açıldı. ‘Müşteri değil, misafirimizsiniz’ diyenler kadar, restoran adabı hatırlatması yapanlar, hatta artan maliyetlere işaret edenler de var”. Bize göre münasebetsiz bir tavır. Yazarımız da yaşamış. Anlatıyor ‘Bir benzerini Yeniköy’de ben yaşadım’ diyerek araya giriyorum, diyor.” Geçtiğimiz aydı sanırım. İtalyan bir arkadaşımızı Boğaz’ı gezdirmeye çıkarmıştık. Doyamadı. ‘Şu ünlü ve tarihi mekânda kahve ısmarlayalım’ dedik. Kapıdaki görevli, ‘Şu an en yoğun saatlerimiz, kahve için oturamazsınız’ dedi. Bunlar yaşandığında saat 15.00’ti ve ‘En iyisi brunch alın’ denilerek kişi başı 500 liralık menüye yönlendirildik. İnsan bir garip oluyor haliyle”. Herhalde bu işletmeciler, dolar, mazot, hayat pahalılığı gibi şeyleri akıllarına getirmiyor. Buraya gidenlerin de böyle bir derdi olmasa gerek. Tabi ki, iyi örnekleri de var. Cihangir’de kedileri ve entelektüelleri ile tarih yazan bir kafe olan. Kaktüs’ün işletmecisi Tahir Bulca, meseleyi duyunca, “Olur mu yahu öyle şey? Adam 2 saat oturmuş, ‘Kalk, başkası otursun’ mu diyeceğiz? Bir bardak çay da içse oturacak istediği kadar. ‘Niye çok oturuyorsun?’ diye sorma hakkımız yok. Bütçesi o kadar yetişmiştir, o kadar içmiştir. Olmaz öyle şey” diyor. Aslında bu tarz açgözlü mekânlarda genelde garson 20 dakikada bir gelip “Bir isteğiniz var mı?” diye taciz eder. Etmezse patronu onu kovar. Ama bu 30 dakika notu, saygısızlığın resmiyeti olmuş! Mekân sahibi resmen “İki çay içiyorsan, yarım saat otur ittir git” demiş! Öğrenciler bu kafelerde bazen bir kahveyle günü bitiriyor.
Avrupa’da da konsept aynı. İlk siparişten sonra kafede istediğin kadar
otur, garsonu çağırmadığın sürece, kimse 15-20 dakikada bir gelip “Bir şey ister misiniz?” diye taciz etmez! Kafe işletmek müşteriye evindeki gibi rahat ortamı sunmak demektir! O rahatlığı sağlarsan not koymana, sürekli sipariş almana gerek kalmaz. Müşteri aidiyet duygusuyla canı istediğini keyifle yer içer!” Sağlıcakla kalınız.