Online sipariş vermenin kolaylaşmasıyla birlikte fastfood tüketiminde artış oluştu. Bunun yanı sıra market raflarında hızlı pişirilmesi sebebiyle işlenmiş birçok ürününde satışları arttı. Vatandaşların severek tükettiği birçok ürünün içerisine raf ömrünü uzatmak, koruyuculuğunu artırmak için eklenen bazı gıda katkı maddelerinin (sodyum nitrit, mono sodyum glutamat gibi) ürün içerisindeki yoğunluğu ve tüketim sıklığına bağlı olarak başta tip 2 diyabet, kalp damar hastalıkları, kanser ve obezite gibi hastalıklar için risk oluşturabiliyor. ÇOMÜ Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Günay Eskici gazetemize verdiği röportajda yiyeceklerdeki zararlı maddelerin sık tüketiminde insan sağlığında oluşturabileceği olumsuz etkileri açıkladı.
Zaman kavramının günümüzde önemli bir yer tutması sebebiyle insanların fastfood ve kolay pişirebilir ürünlere olan yönelimi arttı. Bu ürünlerde ise insanların sağlığını teşkil edecek birçok gıda katkı maddesi bulunuyor. Diyetisyen Günay Eskici fastfood tüketimiyle birlikte maruz kalınan trans yağların fazla miktarda alınmasının kalp sağlığına olumsuz etki ettiğini belirtiyor.
Diyetisyen Günay Eskici Trans yağların fastfood tarzı ürünlerde, kızarmış patateste hazır paketli ürünlerde bulunduğunu belirterek “Trans yağların fazla miktarda alınması başta kalp sağlığı olmak üzere vücudumuzdaki kötü kolesterolün artmasına iyi kolesterolün azalmasına tip 2 diyabet gelişim riskinin ve kanser gelişim riskinin oluşumu için risk oluşturmakla birlikte bağışıklık sistemimizin olumsuz etkilenmesine neden olmaktır. Aynı zamanda işlenmiş etler yine bu dönemde fazla tükettiğimiz ürünler arasında. İşlenmiş etlerden sucuk, sosis, salam, pastırma ve jambon gibi bazı et ürünleri hem raf ömrünü uzatmak hem de etin rengini korumak, mikrobiyal bozulmaya önlemek amacıyla içerisine sodyum nitrit ilave edilir. Böyle bir durumda sodyum nitrit besindeki yoğunluğunun fazla olması ve bu ürünlerin sık bir şekilde tüketilmesi yine sağlığımız açısından önemli sorunlar oluşturabilmekte. Ayrıca monosodyum glutamat dediğimiz çin tuzu olarak da ifade ettiğimiz hazır çorbaların içerisinde, salata soslarına, atıştırmalık ürünlere, cipslere giren bu monososdyum glutamat iştah açıcı özelliği gösterdiği için kişilerin fazla yemesine dolayısıyla obazite gelişimi için risk teşkil edebilir” dedi.
Diyetisyen Günay Eskici “İnsanlarımız ilave şeker ve rafine karbonhidrat tüketimine bununla birlikte yüksek fruktozlu mısır şurubu tüketimine paketli gıdalarda daha fazla ağırlık vermeye başlamıştır. Bilindiği üzere besinlerimiz içerisinde doğal şeker bulunduğu gibi örneğin sütün içerisindeki laktoz ya da meyvelerin içerisindeki früktoz doğal şekerdir. Ancak paketli ürünlerin içerisinde ilave edilen şekerler ya da mısır nişastasından elde edilen yüksek früktoz şurubunun fazla şekilde tüketilmesi başta TİP 2 diyabet ve obazite olmakla birlikte yine sağlığımız açısından zarar teşkil eder. Bu nedenle bunları daha çok bünyesinde barındıran gazlı içecekler, meyve suları, meyveli içecekler ve paketli ürünlerin tüketim sıklığına ve miktarına dikkat edilmesi gerekmektedir. Bu durumda sizlerin canınız hamburger çekiyorsa bunu evde doğal bir şekilde tam tağıllı bir undan yapılan sandviç ekmeği içerisinde marul ve taze kıyma ile yapılan bir köfte ile kendiniz yapabilirsiniz. Defalarca aynı yağda kızarılmış patates kızarması yerine daha az yağda ya da fırında yapabileceğiniz bir kızartmayı tercih edebilirsiniz” ifadelerini kullandı.
Nedim Bayhan