Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selâmetten
Çekildik izzet ü ikbal ile bâb-ı Sadaretten
Namık Kemal ne güzel söylemiş. Zamanı gelince, istifa etmesini, ayrılmasını bileceksin. Bu yazının bir siyasi yazı olduğunu zannetmeyin. Bu, bir spor yazısıdır. Sergen Yalçın, takımının kötü bir duruma gittiğini, faydalı olmadığını görünce, asaletli davranarak istifa etti. Diğer iki büyük takımımızın başında bulunanlar, inatla devam ediyor. Üç buçuk yıl içinde,62 futbolcu transfer eden,9 teknik direktör değiştiren ve başarılı olmayan bir yönetim. İnatla devam ediyor. Fenerbahçe yönetiminden ve Ali Koç’tan bahsediyoruz. Düşün artık yakamızdan. Ligin ikinci yarısında, yeni bir yönetim ile devam edilmeli. Olmuyor. Olmuyor. Denenmişi denemek ahmaklıktır. Aziz Yıldırım’ın gitmesini, davul zurna ile kutlayanlar bile, Aziz başkana haksızlık yaptıklarını anladılar. Bu kadar hoca değiştirildi. Onlarca transfer yapıldı. Olmadı. Demek ki, problem yönetimdeymiş. Bunu görmüyor musunuz? Yüz yıllık Çınar, Şanlı bir armada, acemiler mangasının elinde yerlerde sürünüyor. Diğer büyüğümüzün başındaki teknik direktör de aynı. Takımına zarar verdiğinin farkında değil. Hakem, hakem diye, diye takımı erittiler. Çırağı da, basın toplantısına çıkıp, her müsabaka sonu, aynı şeyleri söylüyor. Oyundan bahsetmiyor. Hakem şunu yaptı. Hakem şunu söyledi. Yahu bir kere de, de ki, biz yanlış taktık uyguladık. Maçı okuyamadık. Futbolcum iki metreden topu dışarı attı. Organize olamadık. Koşmadık. İyi çalışmadık Hep aynı terane. Yıllardır bu böyle. Bazen tutturuyorlar. Ve şampiyon uluyorlar. Ancak bir yere kadar. Papaz, her zaman Pilav yemiyor. Abdullah Avcının, kötü günlerde bile, Hakem sözünü ağzına aldığını gördünüz mü? İmparatore gider, gitmez. Bilemeyiz. Ancak., taraftarı olduğumuz Fenerbahçe yönetiminin,bir an önce tasını tarağını toplayıp gitmesi şarttır.
Gülmece
Temel Dursun’a sormuş: – Ula Dursun, Aristo mantığı nedir da?
Dursun nasıl anlatacağını düşündükten sonra sormuş: – Bak Temel, senin akvaryumun var mıdır? – Vardır da. – Akvaryumunu sever misin? – He da. – O zaman balıkları da seversin? – He da. – O zaman denizi de seversin değil mi? – He da. – O zaman plajı ve plajdaki kızları da seversin? – He da, nerden biliyorsun? – Herhalde o kızlarla yatmayı da istersin? – Evet! – İşte Aristo mantığı budur uşağım.
Bu olay Temel’in kafasına iyice yer etmiş, kahveye gider gitmez, havasını atmak için, bilgiç bir edayla bir arkadaşına sormuş:
– Ula uşağım, Aristo mantığını bilir misin? – Yo, o nedir ki?
– Anlatacağım, haçan senin akvaryumun var mıdır? – Yok, be Temel.
Bu cevap, Temel’in aklını karıştırmış işin içinden çıkamayınca, hiddetle sormuş: – Ula, yoksa sen homoseksüel misin? Sağlıcakla kalınız.