İnsanlığa dair ne varsa, hadi oradan başlayalım bu sabah… Her sözün anlamı derindir, başlarız sohbete de önce GÜN AYDIN! Diyelim birbirimize.
İnsanın kalbi, içindeki karanlık büyümeye başladığı zaman hırçınlaşırmış. Aydınlığı almak, ışığı yakmak içindir bu hırçınlık, bir nevi çığlıktır aslında. Yetmez mi artık insana sahte sevdalar, yalan konuşmalar, yarım kalmış mutluluklar ve karanlıkla umudu kesilmiş aydınlıklar, vazgeçilmiş cesaretler… Ne zaman uyanacağız, geçmişin, elden kayıp giden zamanın, yanılgılarımızın bir kez daha gözden geçirilmesi gereken son yaşam diliminde olduğumuza. Ve her saniyemizin değerli olduğuna.
Kendi yaşamının mimarı olduğuna uyanmalı artık, bırakmalı kendisine hizmet etmeyen, onu kısıtlayan, durduran, daraltan tüm bakış açılarını. Soyunmalı bugüne kadar yüklenmiş tüm öğretilerinden. Yazmalı tekrar baştan kendi tanımlarını, hatta mümkünse” tanımsızlığın tanımı” olmaktan başlamalı… Sıkıştırıp, hapsetmemeli zihnini kalıplara.
Hiçbir zaman geç değil, hiçbir zaman geç kalmadı insan. Kaç kere yoldan dönmüş olursa olsun, kaç kere döndürülmüş olursa olsun…
Doğal afetler, virüsler, salgınlar, hastalıklar gibi, kitlesel durumların yaşandığı zamanlar daha hassas, daha duyarlı ve vazife zamanının ortaya çıktığı zamanlardır. Yeni bir dünya ve insanlık anlayışının gelişmesi, gelişi için yaşanıyor her şey.
Tutunduğumuz inanç kalıplarının, düşünce fanatizminin bizi nasıl yorduğunu, bağımlılıklarımızın asıl bizi esaret altında tutanlar olduklarını fark edersek, tüm akışın değişmeye başladığını, dünyanın yeniden inşa edildiğini, bize zorla mola verdirerek, bu dersi almamız gerektiğini kolaylıkla idrak ederiz.
Her insanın dünyaya gelirken beraberinde getirdiği vazifeleri, gerçekleştirmek için verdiği sözleri ve dünyaya katkılarına dair deneyim yükleri vardır. Giderken de tükettiklerinin yerini doldurarak, kendinden sonrakilere yaşanabilir bırakarak…
Haydi o halde, uyanışımızın ilk gününe bilinçle, farkındalıkla başlayalım, kendimizle bütünleşerek. Niyetimiz hayr olsun ki, akıbetimiz de hayr olsun.
Önce tüm içtenliği ve samimiyetiyle var olduğu için şükretsin insan. Onun için var edilmişlere de. Var olan tüm zerreye de. Kendini olduğu her haliyle sevgiyle şefkatle kucaklasın insan. Ve gülümsesin kendine. Gözlerinin içindeki o derinlikte bıraktığı kendisine. Yüreğindeki o güzel özüne, ruhuna dikkatle baksın ve merhaba desin.
Bugüne kadar kaçırdığını düşündüğü, pişmanlığı olan her neyi varsa gülümsesin ve göndersin, kendisine hizmetleri için teşekkür etsin. Önce kendisine, sonra her zerreye sevgisini akıtsın. Tüm dünyaya sevgisini hissettirsin. Ne kendisini ne başka bir canlıyı küçümsemeden. Gereksiz görmeden, büyük te görmeden.
Yaşam sana armağan, hatırla insan. Kızmak, eleştirmek, yargılamak yerine mutlu olmaktan, güzeli görmekten, yaşamdaki hediyeleri almaktan, kucaklaşmaktan bak hayata. Her zerre birbirine yaşam sunuyor bu dünyada. Biz BİZ olarak varız. Çıkar artık, gerçeği görmeni engelleyen, perdeleyip karartan sana ait olmayan o bencil gözlüklerini.
Güne mutlu başla, gülümse, ışığını tüm dünyaya yansıt, yaşamı sev. Her şeyi kucakla. Var oluşu, var olan her zerre ile bağrına bas. Ne olursa olsun sadece gülümse ve geç. Sen nasıl tavır alırsan hayata, hayat ta sana verdiklerini sunar unutma. Görmek isteyene mucizelerle dolu bu dünya. Kendimizi hayatın huzuruna, mucizelerine açalım. Her uyanışımızda hayatta olmanın nasıl bir ayrıcalık olduğunu fark edelim. Nefes alabilmenin, sevdiklerimizi görebilmenin, sevmenin ayrıcalıklarını fark ederek başlayalım.
Öyleyse GÜN AYDI… Haydi Rastgele Hepimize.
Ayfer ÖZDEMİR
Uluslararası Nlp ve Profesyonel Yaşam Koçu
Bilinçaltı ve Kişisel Gelişim Uzmanı
Bireysel ve Aile Danışmanı