Ana muhalefet lideri, gaf üstüne, gaf yapmaya devam ediyor. Yurt dışına asker gönderme teskeresine, hayır dediklerini unutmuş olacak. Şimdi de, iktidar gelirsem, Kandili bombalayacağımı demiş. Peki, nasıl olacak bu iş? Yurt dışına asker göndermeyi, orada savaşmayı yanlış buluyorsunuz. Cumhuriyete ihanet olarak nitelendiriyorsunuz. Bu bombalamayı yapmanız için, tezkere olması gerektiğini de biliyor musunuz? Bunun adına, eski dilde, Tenakuz. Şimdi ki uydurukça dilde ise, Çelişki denir. Bir türlü, kazanırlarsa hangi sistemi uygulayacaklarına karar verememişler, Bol keseden vaatten başka bir şey yok. Önce, güçlendirilmiş parlamenter sistem dediler. Baktılar o iş zor. Gözleri yemedi. Şimdi ise, yetkisiz Cumhurbaşkanı. Yetkili Cumhurbaşkanı yardımcısı. Tam bir curcuna, Kendileri de inanmıyor. Ancak, tribüne oynuyorlar. Bu zihniyettekilerin söylediklerine bakınız. TV sunucusu soruyor.”İmamoğlu, mezarlıklara İbrik bırakmış. Bu hizmet mi güzel? Yoksa Hükümetin yaptığı Şehir Hastaneleri mi?”.Gözleri kin bürümüşler, ”Hastaneye ne gerek var? Her yer hastane dolu. İbrik işi daha faydalı”,deyivermişler..İşte bu gibilere, uydurdukları sistemi yutturuyorlar. Hep söylüyoruz. Bunlar böyle yaptıkça, Cumhur ittifakı taraftarları, kenetleniyor. Zaten, sessiz çoğunluk kararını vermiş. Boşuna nefes tüketiyorlar. Kandili bombalayacakmış. Tezkere ne oluyor? Tezkere. Bu arada, İP in Genel Başkanı, Siirt’te yapamadığını, azıcık ucundan, grup toplantısında yapmaya çalışmış. Ama ortağından, hemen tepki gelmiş. Kuyruktan kurtulmadığınız sürece, eriyip gideceksiniz. Farkında değil misiniz? HDP’nin İP ine sarılırsanız, çabuk alırsınız Tezkereyi.
Azıcık ucundan
Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet, araştırma için arazide bulunuyormuş. Birden yağmur bastırınca, bunlar da, hemen yakındaki bir arazi evine sığınmışlar. Ev sahibi bunlara bir şeyler ikram etmek için biraz evden ayrılmış. Bunlar ev sahibini beklerken,, dikkatleri soba üzerinde toplanmış. Soba yerden 1 metre yukarda, altındaki dizili taşların üzerindeymiş. Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair, kendi aralarında tartışmaya başlamışlar. Kimyacı: – Adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış. Fizikçi: – Adam sobayı yükselterek, konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş. Jeolog:
– Burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan, herhangi bir deprem anında sobanın taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak, yangın olasılığını azaltmayı amaçlamış. Matematikçi: – Sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, Böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış. Antropolog: – Adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın, daha hafif biçimi olan, ateşe saygı nedeniyle, sobayı yukarıya kurmuş. Bu sırada ev sahibi gelmiş. Ona sobanın yukarda olmasının nedenini sormuşlar. Adam demiş ki: – Boru yetmedi! Sağlıcakla kalınız…