Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Her sene felaket yılı

2020 yılında, o kadar

2020 yılında, o kadar çok felaket görmüştük ki yılbaşını iple çekip, daha Kasım ayında “2020’den kurtulmalıyız” diye çığlık atar olmuştuk. 2020 yılının bonusu ise koronavirüs salgını olmuş ve salgın ile yılı tamamlamıştık.

2021 yılına geldiğimizde aslında bir şeylerin değişmediğini fark etmemiz 1 Ocak’ta oldu. 31 Aralık’ta uyuyup, sabah kalktığımızda bambaşka bir gezegende uyanamadığımızdan, hayatımıza “Krizlerle dolu dolu Türkiye” programı ile devam ediyoruz.

Öyle yangınlar gördük ki, bir yerde 5 ağaçtan fazla ağaç gördüğümüzde burası da yanmasın diye bakar olduk. Yangınlar öyle saatler, bir-iki günde değil, yaklaşık 10 gün devam etti. Uçak yok tartışmaları başladı. Kiralık uçaklar gündeme geldi. Türk Hava Kurumu’nun uçaklarının tartışmaları kahvelerden, meclise, meclisten uluslararası basına kadar yansıdı. Nihayetinde, Marmaris eski Marmarisliğini, Manavgat ise eski Manavgatlığını yitirdi.

Yangınlardan daha sıyrılamadan, otobüs kazaları yaşanmaya başladı. Türkiye’nin farklı bölgelerinden kaza yapan yolcu otobüslerinde çok sayıda yurttaşımız hayatını kaybederken, bir o kadar yurttaşımızda yaralandı. Bir otobüs şoförünün 4 ehliyet ile araç kullandığı haberleri çıktı.

Uzun yol otobüsleri ile seyahat edenler bilirler, o araçların orta kapısının olduğu bölümde merdivenler vardır. Orta kapının merdivenleri… Şoför aracı kullanma süresi dolduğunda, o merdivenlerde ayakkabılarını çıkarır. Yolculara iyi geceler diler ve santimetrelerle ölçülecek plastik bir kapıdan girerek, geceyi gündüz eder. Nasıl eder? Valizlerin yanı başında, sallana sallana, asfalt sesinin uğultusu ile… Yıllar önce uzun yol otobüs şoförlerinin yemekleri olurdu. Mola verdiklerinde yemeklerini yerler, dinç bir şekilde yola devam ederlerdi. Önce firmalar tarafından o yemekler kesildi. Şoförler kendi yemeklerini sefer tası ile evlerinden otobüse getirir oldular. Maaşlar düşürüldü. Masraflar arttı. Çalışma şartları kötüleştikçe kazalarda artış meydana geldi. Suçlunun 2020 olmadığı hala daha anlaşılamadı.

Otobüs kazalarına üzüldüğümüz ve kahrolduğumuz bu günlerde bir de sel felaketi ile karşılaştık. Kastamonu başta olmak üzere Sinop ve Bartın’ı sel vurdu. Kastamonu Bozkurt’ta, 8 katlı apartmanların 2 katının balkon önünden selin sürüklediği araçlar yüzerek geçti. Millet benzin istasyonlarının üzerine çıkarak, kurtulmayı bekledi. Yurttaşlarımız sele kapıldı. Can kayıplarımız oldu. Sel felaketi daha haftalar öncesinde ise Rize’yi vurmuştu. Doğu Karadeniz’den sonra, Batı Karadeniz’de selden etkilendi. Dere yataklarının kenarına, kenarına dediysek daha doğrusu içine yapılan apartmanların çöktüğünü bir kez daha gördük.

Sel felaketinden kafamızı bir an olsun, bakın bir an diyorum daha fazla çevirmeye vakit yok. Mülteci sorunu patladı. Yıllardır ülkeye gelen Suriyeli mültecilere Afgan mültecilerde ilave edildi. Sosyal medyada paylaşılan videolarda, Afgan mültecilerin İstanbul sahillerinde, askeri üniformalar ile gezdikleri görüldü. Afgan bayrağının göndere çekildiği görüldü. En son Ankara’da bir gencin hayatını kaybetmesi üzerine ortalık karıştı. Bu konu derinlemesine incelenecek, derinlemesine yazılacak sosyolojik bir vakadır. Burada mülteci konusuna noktayı koyuyorum.

O kadar çok acı. O kadar çok keder. O kadar çok gerginlik. O kadar çok stres. O kadar çok kaybetmişlik. O kadar çok yitirmişlik. Türkiye’de normal olabilen, normal davranabilen, stabili tutturabilen, standardı bozulmayan insan sayısı minimuma indi.

Nasılsın sorusunun cevabı; “Hayattayım” oldu. Yaşamıyoruz!  Buna yaşamak denmez, “Hayatta kalmak denir” diyen yurttaş sayısı her geçen gün artıyor. Memur Sen ve Kamu Sen orta yolu bularak, memur maaşlarının iyileştirilmesi için organize hareket ediyorlar. 15’li yumurta fiyatlarına bakanınız oldu mu? En son ne zaman süt aldınız? Elektriğe gelen zammı takvim yapraklarına yazsanız, salondan mutfağa kilim yaparsınız!

Mesele 2020’de değil! Mesele bizde. Bas bas bağırdıklarında, iklim krizi yokmuş gibi davranan, iklimin krizi mi olur diyen bizlerde. Savaş varmışçasına, yurttaşlarımızı kaybetmeye devam ediyoruz.

 

Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech