Geçtiğimiz akşam dinleyecek güzel bir müziğe ihtiyaç duyunca aklıma ilk Türk tangosu olan Mazi Kalbimde Yaradır şarkısı geldi.
Daha önceleri başka başka seslerden dinlediğim ve aslına bakarsanız ilk Türk tangosu olduğundan da habersiz olduğum bu eseri ilk kim seslendirmiş diye merak edince karşıma Seyyan Hanım çıktı.
Sözleri Necdet Nuri Efe’ye bestesi ise yine Türk tangosunun ilklerine imza atmış olan Necip Celal Andel’e ait olan bu güzel şarkıyı muhakkak Seyyan Hanım’dan da dinlemelisiniz.
Bugünkü köşede muhteşem sesli bu kıymetli hanımefendi ile ilgili bir hatıraya yer vermek hoş olur diye düşündüm.
Kendinize bir güzellik yapıp bugün en azından bir Seyyan Hanım şarkısı dinlemeyi unutmayın. Keyfli okumalar.
1913’te doğar “Seyyan” Hanım, “eşit” anlamına gelen ismini, erkek kardeşi ile eşit muamele görsün niyetiyle, suikast ile öldürülen babası vermiştir. İstanbul olarak gözüken doğum yeri, daha sonra ailesi tarafından Selanik olarak düzeltilir. Ağabeyinin arkadaşı tenor Avni Bey, Seyyan Hanım’ın sesini duyunca konservatuara gönderilmesini tavsiye eder. Ortaokuldan sonra İstanbul Konservatuarına başlar, mösyö Talariko’dan eğitim alır. Fransızca, İtalyanca şarkılar söyler. İlk konserini 16 yaşında, -Kadıköy Opera Sineması’nda- verir, ilk plağını ise Columbia firmasıyla kaydeder. Bir buçuk yıl kadar Beyoğlu’nda Mulenruj gazinosunda sahne alan Seyyan Hanım, sahnenin eğlence kültürüne yönelik yüzünden hoşlanmayışını “Beyoğlu’yla alakam yoktu benim. Kimseyle yoktu. Davetleri de kabul etmezdim,” sözleriyle ifade eder. Sahne aldığı sırada, daha sonra eşi olacak Teğmen Sait Oksay ile tanışır. Sahibinin Sesi firmasıyla 10 yıllık bir sözleşme imzalar. Sahibinin Sesi firması kataloğuna göre “az zamanda büyük bir kabiliyet gösteren Bayan Seyyan. . . Sesinde billuri bir ahenk çağlar, dileyenleri zevkin yüksek ufuklarına çıkarır.” Evlendikten sonra eşinin görev yeri olan Kars, Sarıkamış’a taşınırlar. Seyyan Hanım, taş plakları okumak için yılda iki defa; denizler, dağlar aşıp İstanbul’a gelir, Necip Aşkın Orkestrası eşliğinde stüdyoya girer. Odeon firmasıyla birkaç plak daha yaptıktan sonra sessizliğe gömülür. Gerçekte ülkenin doğu sınır ucunda sessizce hayatını sürdüren Seyyan Hanım, kentli batısında hayranlık duyulan meçhul bir figürdür. Sesi, sahnelerden uzaklığı, plaklara dayalı şöhreti; radyo programcıları ve taş plak koleksiyoncuları için hafiyelik bir maceraya, bir arayışa dönüşmüştür. Kimi öldüğünü sanır kimi sanatını icra etmek için Avrupa’ya göçtüğünü.
Kaynak: Çatlak Zemin – https://catlakzemin.com/16-mayis-1989-ilk-turkce-sozlu-tango-sarkisinin-billuri-sesi-seyyan-hanim-oldu/