‘Siyasette 24 saat çok uzun bir süredir’ derler. Bir de 3 yılı – 5 yılı düşünün…
Partileri, siyasi grupları bir kenara bırak, fikirler ideolojiler bile değişebiliyor.
Yeri geliyor kendisi için oy veren, emek veren, gönül verenleri bir kenara bırakabiliyor siyasiler.
Öncelikle genel siyasete bakacak olursak;
CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı olan ve seçimde milyonların desteğini alan Muharrem İnce… Muhaliflerin tek umudu olmuştu. Yediden yetmişe herkesten destek görmüş, Z kuşağına bile hitap etmiş, gönüllere taht kurmuş siyasi bir figürdü. Öyle ki, pek çok insan dişinden tırnağından artırdığını kampanyasına bağışlamış, gittiği her ilde el üstünde tutulur olmuştu. Çanakkale’de 2018 Mayıs ayında, binlerce kişinin coşku ile katıldığı mitingde konuşan CHP’li İnce, ülkenin gerçek sorunu olan ekonomiden bahsetmiş, her sözünde ise iktidara yüklenmişti. 2021’in Temmuz’unda, Memleket Partisi Genel Başkanı sıfatıyla yaptığı miting ise 3 sene öncekiyle kıyaslanamaz bile… Destekçisinden çok, basın mensubunun ve emniyet güçlerinin olduğu mitingde, hem iktidara hem de ayrıldığı partisine yüklenen İnce, CHP Liderini de canlı yayında karşısına çıkmaya davet etti.
Uzun yıllar Adalet ve Kalkınma Partisi’nde üst düzey görevler alan Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan ise bugün yeni kurdukları partilerinde, muhalif kimlikleriyle siyasi hayatlarına devam ediyor. Yıllarca yürüdükleri yoldan mı ayrıldılar, yol mu altlarından ayrıldı bilemeyiz elbette… Biz yalnızca gördüğümüzü, bildiğimizi yazarız. Köprünün altından çok sular geçmiş.
Zamanında el üstünde tutulan mafya lideri bile bugün muhaliflerin sesi olmuş, umudu olmuş durumda. Zıvanadan çıkmamak için direnen vatandaşın ekonomik sıkıntılarını, pandemi çaresizliğini, terör belasını, mülteci sorununu, deprem gerçeğini, kısacası tüm ülke sorunlarını görmezden gelip keyifle izlediği, sosyal medyadan takip ettiği, tartıştığı biri haline gelmiş bir suç örgütü liderimiz var artık.
Gelelim yerel siyasetin cilvelerine…
15 Temmuz 2016’da il başkanı olan iki isimden bahsedeceğim; Yeşim Karadağ ve Nejat Önder!
O gece Çanakkale’de, kimi darbe girişimini (yurtsever askerlerin yaptığını sanarak) desteklediği için bayrağını eline almış kimi ise sevdiği, beğendiği iktidara karşı yapılan saldırıya “dur” demek için eline almıştı. Kimi ise ‘bana ne siyasetten’ diyerek zamanında darbelerden çok çektiği için yalnızca parasını çekmeyi tercih etmiş, marketten makarnasını kapma derdine düşmüştü.
Yeşim Karadağ, vatandaşların “dur” dediği Darbe girişiminde, Çanakkale’de bayrağını eline alarak meydanlara çıkan ilk siyasi isimdi. O dönem AKP saflarındaydı… Gurur duydukları kadın il başkanı olarak teşkilatını yanına aldı ve hiç düşünmeden nöbete gitti. Elbette hiçbir başarı, cezasız kalmadı. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde istifa etmek zorunda kaldı. Bugün Eski Başbakan Davutoğlu ile birlikte yol yürüyor. 5 yıl sonra muhalif bir partide, Gelecek Partisi saflarında siyaset yapıyor.
Ve Nejat Önder… İl Genel Meclisi’nde bu yılın nisan ayında yaptığı hamle ile adını duymayan kalmamıştır. Uzun uzun anlatmaya, siyaseten tanıtmaya gerek yok. CHP’ye senelerini vermiş, partililerin desteğini almış, seçim kazanmış – kazandırmış bir isim. Artık senelerdir şiddetle eleştirdiği AKP saflarında yerini almış durumda… Çok yazıldı, çizildi, tartışıldı, tepki gösterildi. Ve elbette, sular duruldu… Şimdi meclis başkanlığı görevini, yeni partisine layık bir şekilde yapıyor. CHP Grubu ise hala ikinci ihanet edeni bulamadı.
Her iki başkanın da kendince haklı yönleri elbette vardır. Ancak her gidiş, haklı gidiş olmuyor… Çanakkale gibi herkesin herkesi tanıdığı, geçmişini ezbere bildiği bir yerde, bu geçişler de daha sancılı oluyor. Çeşitli iddialar ortaya atılıyor, yeni yeni lakaplar takılıyor.
İşte 2019 yılından bir fotoğraf… Belediye Başkanı ve 2019 Millet İttifakı Adayı CHP’li Ülgür Gökhan, aday tanıtım toplantısında eliyle 4 işareti yapıyor. Elbette bildiğimiz “rabia” değil. ‘İl Genel Meclisi’nde, merkez ilçede 4 meclis üyesi çıkaracağız’ iddiasında bulunuyor. Arkasında ise bugün o şoke eden hamlesiyle tartışılan isim, tam da iddia edildiği gibi 4. sıradan meclise giren Nejat Önder…
Bugünleri görüp o güne dönülse, yine aynı coşkuyla “rabia” yapar mıydı Başkan? Sanmıyorum ama zamanla gelişenler siyasilerin, “insan onuru için mi yaşamalı” yoksa “makam- mevki veya zaman zaman para için kendinden ödün mü vermeli” diye apaçık sorgulamasına neden oluyor.
Öte yandan o dönem diğer partilerin il başkanı olan isimlerin bugün Çanakkale siyasi arenasında esamesi okunmuyor.
Biz yine “Dün dündür, bugün bugündür.” sözünü hatırlıyoruz, her şeyi unutuyoruz ve yolumuza devam ediyoruz.
Essah… Biiiiz neleri unutmadık ki?