Nöbetçi Eczaneler
Cumartesi günü gerçekleşen Çanakkale Barosu’nun 35. Olağan Genel Kurulu’nda 4 dönemdir başkan olan Avukat Bülent Şarlan başkanlığa veda etti. Baro Başkanlığına aday olan Avukat Hande Keskin Toprak, Avukat Soner Aydın ve Avukat İbrahim Cem Erbil ise seçim öncesi birer konuşma yaparak vaatlerini sıraladı.
Çanakkale Barosu’nun 35. Olağan Genel Kurulu cumartesi günü Balıkçı 286’da gerçekleşti. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile açılan Genel Kurul, Divan Başkanlığı’nın belirlenmesinin ardından son 4 dönemde başkanlık yapan Avukat Bülent Şarlan’ın konuşması ile başladı. Bülent Şarlan bir önceki dönemin faaliyet raporunu sundu. Ardından meslekte, 25. ve 40. yıllarını dolduran avukatların plaketlerini taktim etti. Diğer raporlarında okunmasından sonra yeni dönem için Baro Başkanlığı’na aday olan 3 avukat sırayla birer konuşma yaptı.
“Hukukun üstünlüğü için geldik, buradayız”
Avukat Hande Keskin Toprak teşekkürlerin ardından “Mesleğimiz en eski ve onurlu mesleklerdendir. Bizler avukatlar olarak adaletin sofrada, işte, adliyede, ailede, eğitimde, kurumlarda, evlilikte, hayatın her alanında temel gereksinim olduğunun bilinciyle insanlığa hizmet eden, toplumsal barışı sağlayan, yargının vazgeçilemez, zorunlu ve özgür sacayağından biriyiz.” diyerek başladığı konuşmasına, kendisinin ve kendisiyle birlikte Baro yönetimine aday olan yönetim kurulu adaylarının seçimi almaları halinde hedefledikleri vaatlerini sıralayarak devam etti.
Hande Keskin Toprak konuşmasının son bölümünde ise; “Mesleğimizin sorunlarının farkındayız. Çözüm önerileri üretme ve takibini yapılarak uygulanması konusunda ısrarcı olmaya kararlıyız. Ben ve yönetim kurulu adayı meslektaşlarım, inançlı bir iyimserlikle, umut ve dirayetle, mesleğimize ve Baromuzun emanetine sahip çıkmak için hep birlikte yola çıktık. Her zaman daha iyi olmaya mecbur olduğumuzu biliyoruz.
Bu nedenle buradayım. Bir avukat olarak, bir kadın olarak, kadınların tüm kurumlardaki eşitsizliğine meydan okuyarak, Atatürk’ün kazandırdıkları sayesinde tüm hak ve hak kahramanlarının açtığı yoldan ilerleyerek hukukun üstünlüğü için geldik, buradayız.” ifadelerini kullandı.
“Koltuğa değil hizmet etmeye talibim”
Avukat Soner Aydın; “ Değerli meslektaşlarım bu yıl meslekte 30. yılımı tamamladım ve bunun 14 yılını Baromuzda yönetim kurullarında, komisyonlarında ve diğer kademelerinde keyifle çalışarak ve öğrenerek geçirdim. Edindiğim bilgi ve tecrübelerimi yine meslektaşlarımızın hizmetine sunmak için Baro Başkanlığına aday oldum. Ama koltuğa değil hizmet etmeye talibim. Yönetmeye değil sizlerle birlikte çalışmaya talibim. Ben ve ekip arkadaşlarım mesleğimizin saygınlığını, itibarını, onurunu ve meslek kuralları ile geleneklerini korumayı birinci vazifemiz olarak kabul ediyoruz.” diyerek vaatlerini sıraladı.
Avukat Aydın konuşmasını şu şekilde noktaladı; “30 yıldır mesleğin onur ve saygınlığını koruma ve ileriye taşıma anlayışından bir milim ödün vermeksizin nasıl yürüdüysem bundan sonra da Baromuz için siz meslektaşlarımız için aynısını ekibimle birlikte yapmaya hazır olduğumuzu bilmenizi isterim ve seçildiğimizde mesleğimizin yükselmesi, hak ettiği yere gelmesi için var gücümüzle çalışacağımıza söz veriyoruz.”
“Nerede bir adaletsizlik varsa karşısında durmaya devam edeceğim”
Avukat İbrahim Cem Erbil ise pandemi koşulları sebebiyle daha önce avukatlara ulaştırdıkları broşürlerde yer alan seçim vaatlerinden ziyade samimi bir konuşma yapmak istediğini belirterek “Nedir hukuk devleti, hukukun üstünlüğüne değil, üstünlerin hukukuna hizmet etmek mi? Toplam 15 hukuk fakültesine yetecek öğretim görevlisi varken 150’nin üzerinde fakülte kurmak mı? Bunca yıldır avukatlık sınavını getirmeyi ertelemek mi? Hakim ve savcılıkta liyakate değil mülakata dayalı bir sistemle seçim yapmak mı? Anayasamızda belirtilen hukuk devletinin içini doldurmaya çalışıyoruz. Bu kusurlu hukuk düzeninde avukatlık mesleğinin sorunları olmaz mı? Dağlar kadar var.” diyerek sorunları ve çözüm önerilerini sıraladı.
Sevgili meslektaşlarım yönetim kurulunda görev yaptığım 7 sene boyunca; hak ihlali ile karşılaşan meslektaşlarımızın yanında oldum, mağdur çocuklarımızın yanında oldum. Ezilen, şiddete maruz kalan kadınların yanında oldum. Cerattepe, Karabiga ve elbette Kazdağlarında yapılmak istenen doğa talanlarının ve rant devşirme çabalarının karşısında oldum. Havamızı, suyumuzu, toprağımızı elimizden almak isteyenlere karşı halkımızın yanında durdum. Sözün özü nerede bir adaletsizlik varsa karşısında durdum, bundan sonra da durmaya devam edeceğim.” dedi.
Ş. Ezgi Tuncel
