Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Kelebek Etkisi

Kelebek etkisi diye adlandırılan

Kelebek etkisi diye adlandırılan bir teori var. Başlangıç noktasında  doğa olayına müdahale edildiğinde doğanın karmaşık sürecinin ne yapacağı belli olmaz ve sonuç kaosa sürüklenebilir. Örnek: Amazon ormanlarında bir kelebeğin kanat çırpışının etkisi ile Amerika’da fırtınalar kopması  mümkündür. İşin içinde doğa olunca  o kadar çok yaşam türü,  iklim çeşitliliği var ki sonucun  kaos veya olağan  sonuçlardan biri  olmasının garantisi yok.

Geçen yıl başlayan Covit 19 virüsü pandemisi buna örnek olabilir. Kelebek örneğinde en azından kanat çırpması var. Virüs mikroskopla görülebilecek bir canlı ve doğa içinde milyon yıldır zararsız yaşamış. Çin’deki İnsan faaliyetleri hem virüsü hortlattı, hem de  dünyaya yaydı. 3.850.000 yakın insan öldü ve ne yazık ki ölmeye devam edecek. Hayvanlarda toplu ölüm  olmaması da insanlığa ders gibi. Doğa sadece kendisini sömüren insana karşılık veriyor.

Marmara denizinde yayılan “müsilaj” yine bir kelebek etkisi gibi. İstanbul en büyük kirlilik kaynağı ama biz Çanakkale’de sonuçlarına katlanıyoruz.  Denizlerdeki tek hücreli canlıların yaşam şekillerine insanların müdahalesinin sonucu diye düşünülüyor. Kirlilik ve doğal ısı dengesini değiştirmek, bu küçük canlıları aşırı üremeye veya ürettikleri salgıları değiştirmeye başladı. Aşırı avlanma ve kirlilik yüzünden bu küçük canlılarla beslenen mercanlar ve büyük balıkları yok etmiş olma  ihtimalimiz de yüksek. Besin zincirinin en küçük halkası planktonlar aşırı çoğaldılar  ve çıkardıkları salgılarla Marmara denizinin kapalı olmasının etkisiyle görünür hale geldiler.

Küçük işletmeler ve büyük sanayi kuruluşları koca ülkede yer yokmuş gibi, Marmara bölgesinde üretim yapıyorlar. Ülkenin en küçük alanına sıkışıp aşırı nüfusu da kendilerine çekiyorlar. Sonuçta evsel atık, kanalizasyon, kimyasal sanayi atıkları ve kalabalıkları beslemek için üretilen bitkilerin aşırı gübre ve ilaçlama ile verimlerini artırma çabaları sonucu bir kısım zehir suya karışıyor. Hepsinin biriktiği yer malum Marmara denizi. Bir zamanlar Haliç ve körfez bölgesini temizlemek için derin denizlere kirli suyu vermek çözümünü veya günahını işleyen belediye başkanları var. Karikatürlerde çizilen evin tozunu halının altına süpüren hizmetçi kadın gibi, sonunda işlenen suç ortaya çıkıyor. Marmara’da yapılmış hiçbir arıtma tesisi masraflı diye çalıştırılmıyor. Yapılırken yapılan harcamalar, ihaleler, komisyonlar  masraflı değil miydi?  Sonrada aynı yöneticiler müsilaj sorununu çözeceğini söyleyerek oyalamaya devam ediyor.

Bu sorun artık bilimsel yöntemler kullanmadan çözülemez. Aynı Covit aşısının bilimle uğraşan insanlar tarafından bulunması gibi tamamen   bilim insanlarının çabasıyla çözülebilir. Siyasilerin yaptıkları halının altına kiri itme şovlarına artık tahammül edilemez. Bilim insanları onay vermeden hiçbir şey yapmasalar daha yararlı olacaklar. Yönetemediğinizi ispatladınız, bari elinizi çekin yönetebileceklere fırsat verin.

Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech